Sonsuzluktan Bir Sonraki
gözyaşlarımı biriktirdim yürek sarnıcımda
şimdi inci gibi dizip sözcüklerle uçurtma yapıyorum göğünüze ipleri saç telinden sahipsiz rüzgarların yaladığı kahve rengi tatlısıyla bir çocukluk aşkı gün batımlarına bakıp uyumak kadar kanatları uzun sokakları bekleyen ağaçları bırakıp ölümü düşünmek gibi... sen...ne mavileri hulyalı bir göğe kanmaksın ne kuşların akşam çığlıklarını gizleyen yağmur bulutlarına... sen ebedi düşlemek toz toprak ayan beyan arsızca.... neyi aradığını bilmeden aramak azgın bir suskuyu konuşmaların bittiği yerde ara sokak huzuru bir ucu paramparça bir aydınlık yolu gözleyen bir anne şefkati sulu boya samimiyetiyle yapılmış uçan balonlu bir tablo... sen sonsuzluktan bir sonraki başlangıç güneşi parmaklarıma bulaşan ay ışığı yavru ağzı yürüyüşlerimden kalan acımtrak aşk bitmişliği güneşin terkettiği ara sokaklardan haz almanın buruk saadeti... başlagıçsızlığım ve sonsuzluğumsun kalbimdeki sevgili taşikardi çocuk ağlayışlarından arta kalan... Kağan İşçen |