Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan onu Feth eden Asker, ne güzel Askerdir...diye buyuruyordu gönnüller sultanı hz Muhammed Mustafa sav efendimiz...

sezar roma mefkuresini kendi heva ve hevesine çiğnetmiş
napolyon büyük fransa idealini hırslarının ağına hapsetmiş ve öldürmüş
hitler, büyük almanya gaye-i hayalini maceralı çılgınlıklarıyla yeyip bitirmişti.

halbuki kahramanlıkları tamamiyet ve bitevilik arz eden bu milletin mütemadiliğe açık mefkuresi ise her çeşit bayağılığın üstünde, zaferde de hezimettede uğrunda canların feda edildiği bir sancak gibi taziz edilegelmiştir.

Fatih o sancağın altında İstanbul'u çiğneyip geçti ve garbın afakında bir çığlık oldu inledi..
Kanuni batı yamaçlarında o livanın dalgalanışını temaşa ede ede ötelere yürüdü..

Çanakkale kahramanları onun adına kanlarıyla 'Bedir' gibi destanlar yazdı ve anadolu insanı binbir yoklukla kuşatıldığı bir dönemde ona son vefa borcunu eda ederek mukaddes tarihimizin kalbiyle bir kere daha gürledi ve ebed müddet dedi.

ya Hazreti Halid Ebu Eyyub el-Ensari Hazretlerine ne demli...çok çok yaşlı olmasına rağmen ta yezidin emir olduğu dönemlerde İstanbul kapılarına kadar geliyordu ve 75 80 yaşlarında olmasına rağmen Allah Rasulünün müjdesini asırlar ötaesinden asırlar berisine ulaştırmak istiyordu....o bir müjdeci ve mana aleminin görünmez sırlı bir silahıydı...

bu yaştaki bir insan torunları tarafından atın üzerine bindiriliyor ve at üzerinde ta İstanbul önlerine kadar geliyordu.
burada bir şeye dikkat çekmekte fayda var
Eyyub El Ensar ve onunla buraya hicret eden sahabeler ve benzerleri acaba neyin peşindeydiler?
onlar hakkında Kur'an ve hadislerde nice takdirkar ifadeler mevcuttur.
bizzat Cenabı Hak onlara 'Ensar veya Muhacir' demiş ve tebcil etmişti
Onlar Tevrat ve İncil'de dahi vasıfları sayılan insanlardı. bununla beraber Allah Resulü'nden bir söz duymuşlardı 'İstanbul mutlaka fethedilecektir' diye başlayan bu sözün sonunda da şöyle deniliyordu 'Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onu fetheden ordu ne güzel ordu!

onların bütün gayesi Allah Resulü'nün ifadesindeki bu güzel orduda sade bir nefer olabilmek ve Allah hoşnutluğunu kazanmaktı
bunca zorluk ve meşakkate katlanmalarının başka hiçbir sebebi yoktu
Allah Resulü İstanbul'u fethedecek ordunun Allah katında makbuliyetine işaret ediyor, onlar da böyle bir ordu içinde bulunmak için adeta birbirleriyle yarış ediyorlardı.

Rasul sav duasını onun ve onunla hicret edenlerin dudakları ile İstanbul surlarına çarpıyor ve kafirin kudretini yerle bir ediyordu...

evet istanbul İslamiyetin ve İnsanlığın en büyük ve Mucize barındıran gerçeklerinden biriydi...

peki ya bu günki İstanbul..

içimin ne kadar çok acıdığını ve bir asrın bir kaç kirli mücrim kulun dudağında besmelesiz bir dua olduğunu görmek ve bunu seyretmek ne kadarda çokca yakıyor canımı...evet İstanbul mana olarak öyle ulvi bir mertebeden bu gün böylesi zelil ve perişan bir hale düşmemeli ve düşürülmemeliydi...

önümüzde yaklaşan bir müjde ve eşsiz bir rahmet ayı var mutluyuz lakin,İstanbul çok derin yaralıyız...sokakalrın iffetssizlik ve isyan kokuyor adım adım...gönnüller harab ve turab olmuş günah başını almış arşa dayanmış...

insanlar bu Rahmeti bir zahmet bilip Nefsi emmare esaretinde helak olup perişanlığa sürükleniyorlar...
ne derin bir gaflet ve ne çok zavallı bir acziyet....ne sen var gerçekte ne sana dair bir halis niyet...yaptıklarımız ize Allahın merhametine kalmış kirli bir diyettten ibaret....

insanlığımızı yitirdik..
yüzümüz yok aslında senden yana ve sana mahşer günü kolsuz kanatsız varmaya
biz vefayı bilemedik ve gösteremedik verdiğin emanetine sadakat...vefasız kaldık sevgili....
biliriz ki senin hürmetine cezaya çarptırmaz yinede ve mühlet verir Cenabı Hak zamanlar ötesinden zamanlar berisine ulaşmış bu millet ve insanlığa...

arzuhalimiz önce Yaradan ve sonra şefaatin hürmeti hakkın için sana....Rabbim bizleri senin ve senin yolunda yurd-u İstanbul"u mesken eylemiş olan kutlu sahabelerin hürmetine Hak yoldan ayırmasın inş....

İstanbul ibadetin ve İslamın şaha kalktığı bir şehir ve Fatihin gözlerinde devrilmiş bir asırdır...yazan yüreği ve nurunu döken gözleri Rabbim ömür boyu cennet yolundan ayırmasın ve Hak ile görüp Hak ile sevmeyi nasib eylesin...

kırk ikindi yağmurlarında kırk keramet ve kırk merhamet ile ıslanasın dost...

Cumanız kutlu ve hayırlı olsun inş...baki selam ile.....