EL UZAT GARDAŞ
-Türk ve Kürt kardeşliğinin, binlerce yıllık birlikteliğinin, bundan sonra da ilelebet olarak süreceğine inandığım üzere, bu bütünlüğün kadim olması dileklerimle...
Biz, bu topraklarda büyüdük. El ele, gönül gönüle… … Haram yemedik haramzadeler gibi. Onlara benzemedik…. Yetim malı yemek nicedir? Talan neye denir? Bilemedik. Bizler, atadan babadan gördüğümüzle terbiyelendik… … ….. Sen, Karadeniz’in hırçın dalgalarından, Ege’nin bal kokulu ovaları, yağ kokan dağlarından, ben ise Küre-i Arz’ın sırdaşı yukarı Mezopotamya’nın acılı ve sancılı topraklarından gelmiş olsak da, mayamız aynı. Aynı kökten, aynı iklimden… Belki Altaylar’dan, belki Türkmeneli, belki de Ötüken’den geldik… ... Aynı türküleri, aynı makamlardan dinledik. Aynı kilimleri, aynı motiflerle işledik. Aynı acıları paylaştık ve aynı bayramlarda bayramlaştık… Savaşlarda da beraberdik, kurtuluşta da beraber… İslâm kuşağını kuşanırken Muhammed gölgesinde, seferberlik yaşadık körkütük Ermeni zulmünde. Sefil ve derbeder… ... Kıtlıkları ve yoklukları, beraberce yaşarken, bir avuç mercimeği, bir dilim kuru ekmeği de Kurtuluş Savaşı’nda, beraberce paylaştık. Ve çarıksız ayaklarımızla yol alırken dikenli yollarda, omuz omuzaydık. Tetiği kırık bir piştovla, ateş edememiş olsakda düşmana, üzerine yemin etmişliğimiz vardı, şehadet anına dek söz verdik, elden bırakmadık. Çanlar, bizim için çalarken en zalim anlarda, en acılı çağ ve zamanlarda, kopmadık birbirimizden ve can verirken de ayrılmadık… … ….. Ege’de Yörük Ali Efe, Atçalı Kel Mehmet, Karadeniz’de Topal Osman, Doğu’da Beyler’di çetecilikte önder olanlarımız. Acıda da beraberdik, güzellikte de. Beraber yazdık biz bir efsane tarihi… Ki hâlen de dile getirir bizi, adı daha tarihe geçmemiş ozanlarımız… … İzmir’de de beraberdik, Çanakkale Savaşı’nda da. Beraber olduk Bursa’da, Kars’ta, Erzurum, Edirne Van’da. Ve birlikte can verdik omuz omuza… Kan döktük bu vatan uğruna, Sarıkamış’ta, Çaldıran’da!... … ….. Kötülükten uzak durmak gerek ve kalbi temiz tutmak. Satılmışlara aldanmamak gerek ve vurulan gençliği merdiven niyetine kullanıp, menfaate tahvil eden şerefsizlerden uzak kalmak. Bunun adı; gerçeğe ulaşmaktır. Gerçeği görmek ve barışı başarmaktır. … Kana yer yok kardeşlikte… Kine hiç gerek yok. Bir olmak gerekir sevdalarda… ... “Zaman”, her şeye en iyi ilâç… Sevgiler de zamanla unutulur, düşmanlıklarda… … ….. Her şeyin bir zamanı vardı, yaşandı… Doğmanın ve yaşamanın da bir zamanı olduğu gibi. Hatta, ölmenin ve pişmanlığın da… … Adımıza ne denirse densin, bizler bu toprakların bir demirbaşı, ölmez nibahbanıyız. Bizler, bu efsanevi toprakların, efsaneler yaratan evlâtlarıyız. Belki Kürt, belki Çerkez, belki Zaza veyahut ki, Lazıyız. Ama bir gerçeğimiz var… Biz, Türk yurdunun kara gözlü yiğitleri, toprağını namus bilen bir ırkın çocuklarıyız!... … Yurdu da, insanımızı da, insanca sevmek gerek… … Rize’den gelen kemençe sesinin, Afyon’da çalınan kabak kemanenin ve Urfa’da üflenen ney’in sevdalısıyız. Bitlis’te yürek yaksa da uzun havalar ve Aydın’da çalınsa da harmandalılar, Gaziantep’e kulak verir, “gelsin” deriz, Halit Araboğlu’ndan baraklarımız… El uzat gardaş! El uzat! Gün bu gündür! Biz, bu toprakların evlâtlarıyız!... Mehmet Cemal SAYDAM ______________________________________________________________________ "Şiirsel düzyazı" tekniğiyle kaleme alınan dizelerimin, şiir tadında ve şiirsel bir terennümle okunması dileklerimle... M.C.S. |
Doğmanın ve yaşamanın da bir zamanı olduğu gibi.
Hatta, ölmenin ve pişmanlığın da…
Birlik ve beraberlik ruhunun hep daim olmasını dilerim.
Tebrikler.