Tevvâpsız TövbelerNiyazım kendime Ve evet Ulu orta,sere serpe.. Her din kefaret ister bilirsin Kimi zümrüdî bir elçi sayar toprağı Ve savar içersine binbir günahı Topraktan gelip toprak olma faslı işte Nasıl bir gürzdür ki Düşmüş insan içine İnsan içinde kara bir boşluk Toprağı göç yolu tayin etmekte Kimine ise bir ah yeter Tespih tanesine vekalet edip İmamesi olur bu sayhanın Bilirsin ki İmamesi okunmayan bir aşkın İrticasına ket vurulmaz Ve bilinmeyenin aksine bilinen dile neşter Çünkü aşk bilenirse kesme ihtimaline düşer Kesmediği aşık aşka değil Gölgesine mim çeker Çekil nazarımdan aşk Bu mim elalara muteber Niyetlerimin kesif kokusu Ya da düşünce festivali değil bu Ayan beyan hayatın arza tutumu Deniz mili yokluğunla beraber Niyetlerimde toprağı gördü Hakiliğe gömüldü Arta kalan umutlarımla birlikte Teker üstü yolculuklar da bitti Bu yüzden kefaleti yok tövbelerin Ki bu şehir kaç Tevvâb eskitti Kaç meczup tövbekâr kesildi Dinim kendime Ve evet Keramet kendini bilmekte.. Tevvâb;Tövbeleri bağışlayan.. |
Uzucu degil melankolik, ve sankı kadare ayna tutmuş gibi.
Emeğine sağlık, yenı kelimelerde buluşmak dileğiye