dokuz kurşun
bir hücre
hücre içinde hücre hücrede yar suçlanırım gerçek ötesinde karşımda ateş saçan iki başlı canavar vurulmuşken insanlık dokuz yerinden dokuz kurşunla bildirmek gerekir mağrur haksızlara haddini çılgın çocukların yumruğudur görsünler inançlı bakışlarımdaki zorbalığın reddini bir şehir efsanesidir şiddetli canavarın yaman sureti barışa sövgüdür ölüm kusan silahlar vurulmuş bedenime sığmaz bu can sınırsız düşlerimdir artık hürriyetli yaşam soğuk bir ayazdır siyonizm dondurur bedenleri gidemem özgürlüğe göremem zorbalığı düşünemem kostümlü faşizmi bitmeyen hüznün şarkısıdır filistin güvercin özgürlüğünü bekleyen o fosforlu ışıltılı ölüm kadar kıbleme düşen haksızlık dokuz ölümdür milyonlarca dirim savaşacaktır elleri yüreğimdeki sevgilim unutma gelincikler çokluğunca ölüm var haklıysa kavrulmuş bedenimdeki can akacaksa aksın gelincikleri besleyeyecek kan neyim var onurumdan başka ölürsem ben ölürüm beden ölür can yaşar anla gülüm anla ölümden öteye yol mu var. 10.06.2010 Mönchengladbach. |
UMUT ve DOSTCA