Akvaryum yalnızlıklar
I
Yalnızlığını akvaryuma sığdıran kadın Pervazlarda tırnaklarını törpülerken Yalayarak saçlarını geçer rüzgâr Sevişmenin ironik lezzeti damaklarda gün bulurken Unutulmuş acıların kadeh tokuşturması Ağlamak şimdilerde açıkta moda Kime kandıysa anlat Anlat ki anlaşılsın azam Ah şimdi sus indi arza Vecd ile dönerken aşka Kuyusunda büyür aşk Yusuf’un Acımtırak yalnızlıklarla atarken volta İnikâs olur duvara çarpan ses Ayna tasavvur etmezse beni Zile basmadan gir sen de içeri Korkma daha başlamadım yazmaya Daha çözülmedi dilimin kekremsi tadı Avuçlarım terliyken hala adınla II Düşünmenin ihtilalinden sürgün yediğimden beridir Dumansız yanan bir alevle kirleniyorum Zikrin içimde her daim mutmaine aday Aşk çaputu ağzına tıkanmış Beklenmeyen gece sonsuzluğa gebe Mahlûku reddetmişse âdem Bil ki aşkın cahilliğinde saçmalar en çok insan Duy! İkileminde kalırsan zamanın Sıkışan kerpiç taşları çatlarsa dimağında Beyaza bürünür kadınlığın hegomanyası Ve bir zillet makamında hatırlatır geçmişin kendini Söz biter acı kalır Bir delinin içinde ki masumluktan doğan urgan Asmaya en uygundur umutsuzlukları Sen de bilirsin ey sevgili Hükümsüzdür delinin düşleri Hükümsüzdür delinin düşleri III Haydi böl şimdi beni ikiye Bir yanım dudağının kıvrımlarında dua olsun Katre katre düşsün gözlerinden Teslim olsun baharına Silinebilen hayallerde kavuşsun ebediliğe Ve sonra ütopyasında boğulalım kırağının Ben seni görmenin ızdırabını çekerken Utangaçlığımın şivesi güldürsün asıklığımızı Ve o yanım hep ravzanda kalsın Unutulsun zihnimin şuarasında Diğer yarım ise Ona hiç karışma Onun sırrı mucip kalsın. Selçuk ERKİ |