S E Y İ Rşimdi, hangi zamanın efkârını dağıtmalı bu şiirde ilk yazlarda kalan ziyan zebil gençliğin, nefesine/ mi yanmalı yoksa, dolu dolu yaşanmayan bomboş yıllara mı gül sunan elde gül kokusu kalır*mış pelin yetiştirirdi annem /top yapar yaprağını yuttururdu sağlık diye bulaşmayan baldı umutlar düşlerde okşadı saçlarımızı meltemin eli bize düşen poyrazlardı hep yarınlara cam fanustan baktık şimdi konuştuklarımızı sustuk kaç harman savruldu içimizde/ biz bildik böyle haydut değildi zaman ne ateş / ne barut / ne kan kokusu vardı havada ızdıraplı değildi dünyanın nefesi bekçi düdüğünün huzuruyla kapardık gözlerimizi şimdi hangi zamanın efkârını dağıtmalı bu şiirde masmavi bir deniz vardı yüzdüğümüz saf saf /dört yapraklısını arardık yoncanın ve balını sarı mimozaların hükümsüz kaldı mavilerimiz kanla mühürlendi yaşamın yeşili olmadı / olmayacak güllük gülüstanlığımız güneşin altın ışıkları, bir umut ürpertisi sadece bir hücreye kapandı duygular ve ilmeğini boynuna kendi geçirdi insanoğlu şimdi hangi zamanın efkârını dağıtmalı bu şiirde biz aşkı romanlardaki gibi bildik/öyle sevdik eser yok eski sevdalardan artık fark var kuşların ötüşlerinde bile her şey elimizde çok şükür, dünya bile/ ne fayda ki kan sızıyor gözünden zamanla yorulurmuş insan/ yoruldum ben de uzak bir hayâlde kaldı herşey şebnemli, soğuk sabahla açılıyor gözlerimiz beklenti duygusu olmadan gitgide her şeye alışırmış ya insan uzaylı mıyım ne/ alışamadım bu dünyayı seyire Hâdiye Kaptan *Çin Atasözü c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Hangi bulunmazlarımıza yanalım ki
Bu yürek harmanında neler savruldu neler
Bizi yani kaybolan esrarlı değerlerimizi anlatmışsınız
Tebrikler teşekkürler