8
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
2124
Okunma

.
acımasız alarm istila ediyordu zamanı
yaslı gözler kuşatmışken ay ışığını
bilinçaltına yerleşirdi karanlık
yıldızlar parlarken parmak uçlarımda
gölge oyununda derin sırlardı
bahşedilen bekaret itiraf suskunluğunda
mor ışıklar taze ufukları çatlatırken
kibirli bir tahliye hayattan
siyah bulutlar güne dokunur /gece döner
peçeler ardına saklanırken mum gölgeleri
sıcak nefesti lav tükürüğüne sarılan
gri-beyaz-flu yağmurlar dokunurken titreyen ruha
toprağa karışan kemikleri seyrederdi
kötü yıldızlar düşerken toprağa /sev kurtar boşluğu
sordu ama kim bilmiyorum
neydi ölümün cinsiyeti
siyah hangi renge yenilirdi
ve
ne kadar büyüktü pençeleri
adrenalin şah damarımdan mı yakalayacaktı
taç yapraklar tek tek göğsümden düşerken
hangi figürler diz çökecekti önümde
ki gerçekten bilmiyordum
rüyasız uykudaydı zaman
kendi ölümünü gördüğünde
anın içinde bir yerlerde
sessizdi kalp
buz sargılar altında rüya görüyorken papatyalar
dumanımın acı ısırığına sanrıladığım gece yarısı odalarımızda
gerçeküstü gizli bir rüya kapının arkasında
-duyar/sızım
labirentlerimde dolaşırken dünya
09_