Elveda RenkteBakma nutuksuz, argın durduğuma Kısır bir zamanın behrinde s/onsuz bir boşlukta, vakitsiz yağmurlardayım mevsim yaz öncesi bahar belki ama ben hâlâ karakıştayım. Zihnimin uçurumlarına birer kelime ile tutunan cümlelerim yazılmak için can atarken geceye demlediğim hasretin o gümüş kadehi içimi her yudumda dağlıyordu. Nasıl anlatılırdı ki akla im/kansızın lehçesi nasıl yola gelirdi divane yüreği aslında hep bir çıkışı olmalı karanlık dehlizlerin .. belki de Lisanı münasip ile yavaş yavaş sineye sindirmeli.. öfkemin pişmanlığa olan poyrazı şiddetlendikçe mahremiyetimin perdesini aralıyor, yanaklarıma birer volkan konduran mahcubiyetimi çoğaltıyordu alnımdaki tabu sınırları daraldıkça tutsaklığımın gölgesi büyüyordu gözlerimde gönülhanemin sığ’ında baykuş ayinleri defnediyordu tabu(t)suz günahlarımı. yetim düşlerim yüreğimdeki elveda lekesini burnumda keskin bir elma kokusu ile asırlara tütsülüyordu ruhumun yorgunluğunda. üşüyen şiirlerin hüznü gecenin matemine eş olurken bir yıldız daha kaydı gökyüzümden adı sessiz bir çığlıktı en derinden... bir uçurumunda daha yüreğimin bu yalnızlığına merhaba dedi alı, sırra kadem şifresi unutulmuş kilitlerle mühürlenen dudaklarım. Bu gece; mesken tuttuğum ıslak kaldırımlı sokağın en son lambasında en cılız aydınlıkta konaklamaktayım sessizce esen gece yeli insanlardan kalan eğlence artıklarını savurmaya çalısırken vefasızdan kalan izi silmek kolay olmayacak farkındayım. Gitmeliyim.. Elveda renkte /1 Mayıs/ gecesi * |
Okuyanın ağlayası geliyor,
Her göz yaşı bin günah siliyor,
Sıratta gülersin saygılarımla..