Veryansın edeceğim yarasaların düşlerini,
Veryansın edeceğim yarasaların düşlerini,
Zemheride açan çiçeklere şahit olacak mevsimler, Damarlarımda şaha kalkmış atlar zindan uğultularından, İnce bir sevda türküsüdür bileklerimize konan kelebek, Bütün kuşlar bizi selamlar pusuya yatırılmış korkularımızda, Öksüzler yurdunda mı oturuyorum bütün şairler susmuş, Dalında bülbül ötmeyen gülü neylesin vatan, Beklemekten çürüyecek yüzümüz uçurumların ucunda, Altı üstü bir kafa kâğıdı bırakıp gideceğiz uzaklara, Ellerini yakıyor içimde huysuz çocuklar güneşe koşarken, Sokakta dolaşan korkulukların hikâyesi olmaz yarınlara, Ninem elinde tespih ruhanilere karışıyor, Dedem Süleyman çavuş anlatırken Maraş harbini, Eğilmeye gücümüz yetmiyor bunca yıl ehramların önünde, Ve düğmelerini kırıyoruz ceketlerimizin önümüzü iliklememeye Gökten deve düşmesini bekliyor umutsuzlar akrep üstüne, Gergedan boynuzlarına takılıyor kırk yamalı uykularımız, Gözlerimizin karalığından içeri süzülen karayılanları tutamıyoruz, Gülerken linç edilmekte varmış ayıların kutsal postuna, Her akşam yasal bir ölüm konaklıyor yüreğimize, Hazırlıklı değiliz boynumuzu iplerde kırdırmaya, Bütün sabahlara bir yunus karnında uyanmak istiyoruz, Gecenin örtüsünü yırtıp yüzümüzün duvarından… Boynum yasak kitaplarda kuşların uçuşuna eğiliyor “zavallı işkencede ölmüş” düşüncesi beni utandıran şey Piranhaların boğulduğu yüreğimizin dalgalı denizlerinde, Köpek balıkları bile unutuyor iyi bir yüzücü olduklarını Lütfi Kireçci |