Kızıl Bir Tufan
gün ışığı kalbime çöreklenmiş mahşer
şakağımın ortasına saplı bir çocukluk öyküsü sert bir başkalaşmanın içinde uykularımı hoplatan bir okul zili geri dönmeyişin sokaklarıma... diretiyorum işte kızıl bir tufan bu dumanlı bir mart öğlesini geçe ve kalbim son çığlığını atacakmış gibi sendelerken sensizliğe önümde bildirisi perdeleri güneşe kapalı siyaha yakın bir çarşamba sırıtkan nazlı çığrışıyordu kuşlar seyrek saçlı ağaçlarda sen bunu bilemezdin bilemezsin hiç bilemeyecek misin? ... ve korkarım ki göçebe yalnızlığım kan gibi oturacak bir gün gözbebeklerinin nahoşluğuna kavak ağaçları huzurludur her zaman bir ırmağın yarınını düşünmeden sıcak bir ağustosu yararak usul usul akışının kenarında ve ben kimseciklerin düşünmediği düşlemediği açık toprak rengi bir akşama doğrulukta kıvrılıp sonsuz bir uykuya dalacağım seni unutmaya çalıştığım bir çocuk parkında çipillenişli ve öpülmeye asla alışmamış kirpiklerini yuman sen olacaksın uyuyan ben ömrüm beni unutacak ben seni unutmayacağım... Kağan İşçen Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur |