ÇALAMAYACAKSIN ÇANIboş, beyaz bir defter açıyorum kendime sen olmayacaksın içinde ne ismin, ne resmin, ne de hayâlin kısa bir telâş gibi geçireceğim seni zamandan çıkarıp baharı, sakladığın yerden yaz bahçelerine yol alacağım bundan böyle acılı, yaslı olmayacak yüreğim hiç olmadığı kadar bol olacak düş tomurcuğum içimdeki denizin durulmuş sularında korkmadan yüzeceğim doya doya ulaşılmaz, en uzak yıldıza süreceğim seni sonra aksin olmayacak hiçbir suda ve düşeceksin oradan kıraç topraklara dingin akşamlarımda ne gelmeni duyacak ruhum, ne de gitmeni ş i m d i güneye dönüyorum yüzümü sıyrılıyorum soğuk sarhoşluğundan yavaş yavaş süpürüyorum arkandaki rüzgârdan kalan toz bulutlarını yeşil çimenlere basıyorum çıplak ayaklarımı güneşi görebiliyorum artık toprağın yüzünden, yaşamı duyumsuyorum tırmanıyor usulca vücuduma gülecek, içimde ağlayanım gitme kal yerine gelme sözünü asacağım dilime bozuk bir plaktaki gibi durmadan dönüp duracak öyle ezberleyecek bu aşkın bittiğini dündeki anıları, sileceğim o şehrin sokaklarından emânetin kalmayacak hiçbirinden gece yıldızların düşecek saçlarımdan gün yüzü sereceğim akşamlarıma kararmayacak gecede ay suyu kesilmiş, uzak bir çeşme cadıların korkusundan gidilmeyen bir masal ülke çocuklukta korkulan merdiven altındaki heyula o büyük siyah şemsiye ayaklarım yürümeyecek oraya bir daha bir daha çalamayacaksın hüzünlü çanı sen notre damın kamburu bundan böyle, bende merhamet arama Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
KUTLERİM DEĞERLİ KALEM
SELAM,SAYGI VE DUA İLE