gecenin koynuna girmeyen tohum Gündüzün güneşini göremez gecedeyim derinden ellerini çek kederimden
kömür karası gözleri sarı gelin türküsü muratlı ayranı ekmeğe banar nasıl yiğittir bilirmisin patates tarlasındaki dilenci kadın Sezara meydan okur Namuslu insanım ciğeri Bakır paslı kör tencere bir kader Demir kapıları zorlar biraz da maceracı beğenmez yerini sökmeden Asyadan kökünü dört yüz atlı ile nefes verir Anadolu na
Senin ayakların ellerin fazlaca nazik hayal edilebilecek bir beyazlık Baykaldan toroslara soğuklarım var Düşünen sevgili bir insan vücudun iri kadife gözlerin ay ısığı dolu Ebedi aşk Tanrısı zümrüd-ü anka soyu sıcak mavi ülke Tanrısı çocuğu senin işin ışık olmak Gül suyu kokulu şişelere dolmak Kokusuz yatağın ayrılığını kovmak için her sabah şarkı söylemek
Benim çıplak ayaklarım kurşun gibi ağır Burda Tanrılar sağır Ve eski notalar düşük cümleler geceye kırmızı bir manto gibi düşen nazikçe geceye kader olan uçan rüyaların üstü sinek dolu senin gibi zarif ve çiçeksi değil hepsi
çocukları koşmak istiyor Anadolunun bir ülke ki insanım katır yüklü acıda Denizlerin mavi gözlerine güvenen yaşamı senin kiraz tenine veda eder ebedi mutsuzluk giyinmiş yarısı, burada kar ve dolu var titreyen ve dürüstçe ağlayan yüzünü kafese hapsetmekse yaşamak hepsi kaçaktır Anadolunun aşını güvercine seçip ayırmak zorundasın Ve yabani kokuları takınmak Dalgın bakışamadan karbon monoksit yutmak, Hindistan cevizi yok burada üzümlerin içi çürük büyük avuçlarında insanımın üzüm gözleri hayaletleri dahi kaçak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kaçak şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kaçak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Burda tanrılar sağır
Yüregine saglık
Çok saygılar Keoman