O KADAR HASRETKafam karışıyor,yağmur damlalarına karışan kar taneleri gibi O kadar soğuk ve bir o kadar titretiyor beni. Güneşin karları eritmesi gibi, Sevdan eritiyor yüreğimi. Yağmur damlaları gibi akıyor gözlerimden yaşlar. Kar taneleri bir bir eriyor avuçlarımın içinde. Sevgine o kadar muhtaç, Yüzüne bir o kadar hasretim. Dizleri çökmüş semaya açılıyor bir aşığın elleri. Kedinin tuzağına düşmüş bir fare gibi kıvranıyor. Kalbinde onu yakan bir kurşun,yüreği hançerli. Yalvarıp yakarıyor Allah’a, çok özlediği belli. Bir de sevdiğine yalvarıyor; ’’Gel hadi, bitir şu hasreti’’. O kadar derin kalbindeki yarası. Ve bir o kadar özlüyor ağlayan gözleri Öyle özlemiş ki uzakta ki yari Gözleri görmüyor artık hiç bir şeyi. Dudakları sensizlikten kurumuş gibi, Öpmüyor hiç kimseyi Kanatlarını açan kuşlar gibi açmıyor kollarını, Onlar gibi meydan okuyamıyor gökyüzüne Eline aylardır değmemiş elleri O kadar garip ve bir o kadar çileli Ve... Bir fare kadar küçük bu büyük sevginin yanında Zaman pusuya yatarken, Bir fare kadar ürkek hasretinin karşısında. Geçmesini bekliyor karınca adımlarıyla ilerleyen zamanın Acısını çekiyor sensiz geçirdiği her anın Sen gelmezsen yeri oynar bütün taşların Tebessümü olmaz hiç bir bakışın. Gelmeni bekliyorum sevdalım!. O kadar sabırsız, O kadar umutsuz ve mutsuz, Ve bir o kadar kurbanıyım sensiz geçen zamanın |
Gelmeni bekliyorum sevdalım!.
O kadar sabırsız,
O kadar umutsuz ve mutsuz,
Ve bir o kadar kurbanıyım sensiz geçen zamanın