SABAHA BEŞ KALA
Gölermiş yalnızlığımın tam ortasındayım,
Çehresi yok, tarifsiz acımın Ya boğulacak bu beden sensizliğimde, Ya kusurlarımda ben boğulacağım… Bir ayağı kırık tabure gibiyim, Yaslanacak yeri yok yalnızlığımın, Sağa sola döngüsüz ayarlarım. Ben ve sefil yüreğim her gece, Gecelerde ayaklanırım… Yazılmamış, açılmamış mektuplar okurum sana , Kirlenmemiş olmalı sensizliğimin sayfaları. Okudukça seni bana , Ağlar yine hoyrat, kahpe yalnızlığım… Sonra kaybolurum , Gecenin katranlığı boyanır tenime, Bilmem gecenin neresindeyim? Üzülme yalnızlığım ,üzülme sen Sabaha kadar sendeyim,seninleyim… İnce bir ezan sesi duyulur kuyularımda Sonra duayla buluşur katışıksız vuslatım Sualler ,serzenişler sıralanır Tanrı’ ya Hafif bir ürpertiyle titrer mora çalmış dudaklarım… Ayıklanmak isterim bendeki çakıllardan, Beynimdeki ‘’sen hücreleriyle/dir ’’ mücadelem… Yorgun düşürür sensizlik, gölgesiz bedenimi... Seni bende bulamamanın acısıyla ,yenilmişliğime, Soyunup girmek isterim sahipsiz , külfetsiz düşlerime... Devrilir kirpiklerim, Her sabah, Sabaha beş kala…. FERAY İLERİ |