YILLAR NE ÇABUK GEÇTİ
Yıllar ne çabuk geçti, bir an gibi,
Bir rüya, bir hayal, bir yalan gibi. Ömür takviminden düşen her yaprak, Zaman rüzgârında bir hazan gibi. Dünü yaşadık mı? Yarınlar var mı? Ömür bir nefes mi? Yüz yıl kadar mı? İdrak edemezse, idraki idrak, Hayalimiz geniş, ufkumuz dar mı? Albümümde siyah beyaz resimler, Nasılda değişmiş bütün cisimler, Kimisi el olmuş, kimisi toprak, Unutulmuş gitmiş nice isimler, Hep farklı bakmışlar, hep farklı durmuş, Hepside kendince bir dünya kurmuş, Kimi yüzler asık, kimi şen şakrak, İçlerinde ne var, dışına vurmuş. Ne yıllar vefasız, nede aynalar, Vefasızlık eden; sen, ben, insanlar. Zamana kahreden ne kadar matrak! Kim söyler, kim dinler, kimi kim anlar? Mademki bir ömür bu kadar kısa, Öyleyse nedendir? bu dert, bu tasa. Bırakın saatler işlesin tik tak, Harflere aldanma, rakamsız yaşa. Can Allah tan geldi, Allah’a gider, Yerden ne çıkarsa, yer alır, yer yer, Var; bizde mukayyet, Zatında mutlak. Bu bir Muradullah, yaralı ne der? 31.12.1993……….Mustafa YARALI |
Yerden ne çıkarsa, yer alır, yer yer,
Var; bizde mukayyet, Zatında mutlak.
Bu bir Muradullah, yaralı ne der?
Tebrikler üstad