Uranyumu azalan kıyamete, ANTRE.
Avucunda kaynar kızıl denizle Musa
Sina’da yerini aldı Kafatası kumlarıyla golgota’da İsa hazırdı Tanrı insanlığa son kez acıdı Ve kırk yıl daha yaşandı İsrafil sura sımsıkı sarılmıştı Taşa dikilen tohumdan artık umar kalmamıştı Kaosa karşı Oğullar Melekler ve şeytan Dizinin dibinde oturuyordu Tanrının Artık hiçbir gök hiçbir göğün sırrına sabah olmayacaktı Ve hiç kimsenin yakınından yakını olan hiç kimse Geçmeyecekti… Kuyulara katran taşıyan başı boynuzlu cinler Ve matarasına sülfürlü su dolduran iblisler Kırbaçlarına kor sürüp kül kürüyordu Yorgun ama mutluydular Yeryüzü yoktu artık Ve bir daha olmayacaktı Herkes aynı dilde korkuyordu Dinsizler dingin Dindarlar tedirgindi O kıyametin içinde Tanrı Tanıdık bir yüze bakar gibi baktı Ve Dante ayağa kalktı Canı burnunda Cibril kanatlarını kapattı Ateş silolarına son kez uğradı Haviyenin tasmasını tutan Malik Mikail, atlantiği bir alevin sırtına sardı Gözlerini yumdu bıçağını başına bırakan Azrail Derin dehlizlerden gelen ürkünç uğultu hariç Çıt bile çıkmıyordu Çıkardı şeytan ışıktan üç ağızlı mızrağını Ve dili deşilen Dante ilk çığlığı attı Keskin dişleriyle açlıktan çıldırmış balinalar açtı ağzını Sonra saçma sıkılan serçelerin pençeleri uzadı, uzadı Uzadı parlak derili ürkünç kabir yılanlarının boyları Ve yapışkan derisiyle devcileyin kabir yılanları Kemikleri öğütmeye başladı Kan otobanları kaynayan sulara aktı Kitabı soldan verilenler bin yıl yandı Kalplerini köreltenlerse bin yıl daha yandı Bin yıl daha yandı, yandıkça yandı Ama yananların yanakları yeniden doluyordu Ateş nasılsa yaktığı yerde yeniden doğuyordu Hiçbir çığlık hiçbir çığlığa benzemiyordu Acıdan delirmiş delik deşik cesetleri sıçanlar yiyordu Sırtı kanatlı cehennem mahlukları Bir bedenden bir bedene felç taşıyordu Kimsenin geçemediği geçit Yukarıda ışıl ışıl yanıyordu Cüzamlı yüzleriyle bir seraba sığındığını Anladı, yandığına yakınan bezirganlar Cennet çünki çok uzaktaydı … Ve birden bire kıyamda duran İsrafil Nefesini sura üçünü kez üfledi 30129İst. |