Rüyanın Ardı IIUmudunu yitirmiş bir göçebenin ayak izlerini taşıyorum şimdi Bir köy kahvesinde soluklanıyor ömrüm Çaycının zehir kokan çayında acılarım dans ediyor Arada bir gülümsüyor Gülünü kaybetmiş bir bağcının derdinden bahsediyor bana Dikenler örer olmuş sağına soluna Sevmesindenmiş katlanması Oysa Bu acı elimle tuttuğum yalnızlığımın bir karartısıydı hayatıma Ne çok şey oluyorum Bağcı Dikenlerimle konuşuyorum ara sıra Battıkları yerden çıkarmak değil derdim Battıkları yere bastırıyorum inatla Acıyor Ah bir de bir duyan olsa… II Devrim sonrası ölmüş bir mültecinin ruhunu taşıyorum şimdi Sığınağını yakıp gitmiş bir adamın Samandan yazılma umutlarını koyuyorum pandoranın kutusuna Bir kötü bulsam açılacak ve açacağım ağzımı kör kuyulara Yusuf Yusuf’u hatırlamış değildim oysa Züleyha’nın aşkına kapılmış değildi Kuyulara saklanan da değildi Yusuf , yusuf’u hatırlamış değilim hala III Aşk yalnız kalmış bir kadının çilesidir Ve çilelerimden kendimi yazıyorum kağıtlara Becereksiz bir ressamın fırça darbeleri oluyorum Ve savruluyorum tualin üstünde Boyanın silikliğini taşıyorum adeta !V Bir ressam Bir bağcı Acılarıyla yanmış bir mülteci oluyorum Bir adam Ruhumdan sıyrılıyorum Olamıyorum İçim çıkıp giderken benden Yokluğum kaşınırken avucumun içinde Ben olamıyorum … |
'sonra oyuncakları tabuta almıyorlar biliyorsun'
-bak oğlum Fırat Nehri Karadenize dökülmek istese de akan hiç bir su denize savaş ilan etmez beni neden sevmedin diye
' sonra çöl oluyor, kuraklaşıyor duygularımız biliyorsun'
- bak oğlum bir ihtimal daha da olsa sen ihtimalsizliği seç
'sonra aşk öyle kolay yola gelmez, şerh düşmedikçe kalbine biliyorsun'
Rüyanın ardına selam olsun
Emeğine sağlık