Taşlı Ev
Taşlı Ev
aramızdaki o haylaz sırrı kimse bilmesin kollarına sarıldığım o cadde güneşli kavşak taşlı evin gölgeli sokağının küfürbaz çocukları bekliyordur ellerimizin tedirginliğini hınzır gün bizim günümüz hayranlığımız emekli balkonlara saçlarını eğdiğin her anın hicranım oluşu yaylı tanbur taksim gibi içim titrerdi erirdi hüznüm bile affet beni söyleyemedim en güzel şarkımızı... nasıl bir masa ki bu ortamızda ayırdı bizi kaşlarını öpemedim ellerinle böldüğün simitti mezem yarım kırık filmlere dalıp gitmemizle düşer son tesellisi gözlerinle öleceğim ümidinin biralarımız buğulu gözlerime sessizliğimiz kaçar da bir an efkarlanırdım ya aptal aptal söyleyemezdim en güzel şarkımızı taşlı evin taş duvarlarına bıraktığın tomurcuğu arıyordum bugün ceketimin cebinde saçın kirpiğin ellerimde ellerinin serçe şirinliği bütün dünyayı arkama alsam anılarımıza boynum kıldan ince yavrum taşlı evin taş duvarlarına bıraktığın tomurcuğu kendimde buldum ne ev ne balkon ne cadde ne kavşak bizmişiz açmaya geç kalmış o en güzel çocukluk söyleyemezdik o en güzel şarkımızı Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |
mükemmel betimlemeler okudum
tebriklerim çokça
KUTLU/YORUM