düşlerin saçağında (bozgun)
-1-
Gözlerini Saklayarak geldiler... O korkak O ihanet dolu gözlerle... Rezil, iğfal Ve sefil gözlerle... Murdar hayatlarından Kirli atıklarla, Eprimiş ruhlarla, Asılsız nüshalılar Gün yüzüne geldiler... Şafakları bulanmış, Şakakları buruşmuş Sabahların avlusuna, Ceplerinde kaypak Elleriyle geldiler... Hiçbir şarkının okşamadığı O zifiri ruhlarıyla Sızdılar çatlağından Düşlerin saçağına... Şefkatlere bürünerek Kaltakça geldiler... Çünkü bu puşt ömürlerinde Bacak arasına sıkıştırılmış or..spuluklarını, Leş duygulara gömülerek İnsansallıktan soyulmuş kabuklarıyla; Sümüklü böcekler gibi Yol kıyısında, işenmiş ağaçlar gibi Menfur hayatlarıyla, Cilalanmış yaltaklıklarıyla, Azgınlılarıyla, Tükürülmüş yüzlerinin umursayışsızlığıyla; Çürümüş dişleriyle, Kokmuş etleriyle, gelip sızdılar İncecik sular gibi Düşlerimizin Irmak yatağına... Yenildi, ve hep yeniliyor iyi Kötünün karşısında İçinde saflığıyla, Bembeyaz sayfalarıyla, Günahsızlığıyla... Ve onuruyla Yenildi aşklar, Yenildi ütopya, Yenildi nakaratlar... / Bu vebalı dünyanın, terli zamanında Sevgiler silikleşti, çürüdü gülüşler Düşlerin bozgun saçağında... / Büyüdü ihanet Büyüdü zulum Büyüdü uçurumlar Ve düşler Ve umutlar Piç bir bebek gibi Ortada kala kaldı usta... -2- ........................ ............ Gideceğiz elbet Çocukların gözlerinde karartılmış akların Yazgısını yargıladığımız kahırların Koynumuzda sakladığımız ayrılıkların Ufkunda, terk edilmiş aşkların Ve söve söve yaşanılan kentte Seve seve verilen selamlaşmaların... Asılsızlıkların, nüshasızlıkların Paysız ve paydasızlıkların dünyasından... Gideceğiz göğünden elbet Bu kirletilmiş, iğfal yarınların... Bu ihanet Bu zulum Bu kaltaban Bu yavşamış zamanların... .......... .............. Çünkü gök gülümsemiyorsa artık, gün ışıklarının Son kırıntılarını topladığı Kuşların kanadında... Verilen bir bedelin Harcanan bir emeğin Bozguna uğramasındandır... Düşler yitiriliyorsa alınlarda, Aydınlıklar örseleniyorsa, Harcanıyorsa sevgiler Bozuk paralar gibi... Analar susuyorsa çığlıklarını, doğumlarda, Mazgallarda, çarmıha geriliyorsa umutlar, Alçaklaştırılmış zamanın sefaletinde Duvarları çentikleyip, delemiyorsa öfkelerimiz... Piçleştirilmiş bir ömür Hiçleştirilmiş bir ölüm Gibi kalıyorsak ortada... Ve hayat, Sızıyorsa göğsümüzden Zehirli atıklarıyla, Kirletilmiş duygularıyla Gölgeleniyorsa üstümüze... Elbet gideceğiz bir gün Bu yüzü tükürülmüş akşamlardan... Yaşamak tutkusuyla gideceğiz Bu rezil, bu savruk hayatlardan... M.H |
O zifiri ruhlarıyla
Sızdılar çatlağından
Düşlerin saçağına...
tebrikler modern çağın düşünce ve yaşam anlayışını ilmel ilmek örmüşsünüz sevgiyle kalın