Boşa Gitmeyen
Boşa Gitmeyen
soluğumda bu yıldız tozu sen oluyorsun neyi çeksem içime çifte yalnızlığımıza göz kırpışlı sana aydınlık sabahlar ilkyaz bahçeli kahvaltılar düşledim sevdanla ölüp ölüp dirilerek ve ucu sana dokunur diyerek şafağınsız hiçbir akşama yaklaşamamak gibi soluğumda aniden sesin vakitsiz anmalarla bakıyorum resmine daima resmine... aradığım zaman yok düş evrenimde senin ve güzelliğinin kapılarını aralayacak... zaman biçemem sana tapışıma benim için bir ’sen’ var bir de bir ömrü ellerine dokunmak için harcadığım bana seslenişinin tam ortasından öperek ah bu Eylülll..bu Eylüllll... tam ortasında senin açışın sabah hüzünlerimi yeşertecek yakamdan eksik etmediğim uğur böceğimsin öksüz parmaklarımda şiire dönüşenim sevda papatyam kırık dökük yarım bakışlarımı tamamlayacaksın diyerek kendime kedersiz ölümler ayarladım Eylül susuşlum demek ki varmışsın demek ki okşayacağım sedasız bir gece gibi omuzlarına çöken saçlarını... diyerek kendime kedersiz ölümler ayarladım susuşu Eylül ortası sessizliğim istiyorum ki seninleysem eğer ölümler bile heder olmasın... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |