*** ESMANIN NASİPSİZİ ***
Anladım bitmeyecek bu hicran yangını.
Yazgısı hüzzam, ezâsı ebedî kalacak, Âvâzesi semâya sinmiş nefesimin. Ben gözden uzak bir hayâl yılgını. Alıştım, kederim hep böyle sermedî kalacak . Sevgili! Mülkünde bir gezginin saltanatsızlığı mıyım? Yer tutup hüküm süremediğim gönlün, kutsal bana, Kelâm-ı emelden kemâl-i eleme erdiren. Dervişâsâ rüyalara talip, bir müjdeye teşne aşığım. Gizli saklı kapılarını ne olur artık açsana! Sırdı, sırça saraylardan sürgün edilmişliğim. Asırlardır üflenmeyen lambada hasretim ışığa. Sen, Hayy isminin tecelligâhı yâr, beni kurtar! Başlasın âteş-i aşkına âşinâ bendeliğim; Bana öyle bir makam bağışla. Yorgunum, yılgın, kırgın, gücenmiş ve yalnız. Yitik bir ruh aynada gördüğüm, sözcükler lügâtlerde kayıp... Leyla! Hükmü bir bana geçen sultan; bir lahza olsun adımı an! Kan yürüsün damarlarıma, aydınlansın göğüm yıldız yıldız. Sûretim mesrûr; siretim âsûde, kalsam öylece, gözlerimi kapayıp… Hüzne bulanmış bir serencamın can çekişen mücrimiyim ben, Visâli muhâl yârin eteğine tutun ey Esmânın nasipsizi! Bir ney soluğu gibi inle, duyur sesini; kavli kalbe bırak, söylesin: “Aşktır adı ölmenin, ateşte tutuşup yandığın bilmeden Acziyete mukabil yanmak cesareti, pervanede gizli.” Olcay GÖKÇE ( 27.09.2009) |
Favori listemde olduğunuz için okuma şansım oldu.
Teşekkürler Şiir için Olcay Hanım.
Selamlar