söyle... ne zaman?işte buna yalnızlık diyorlar/ ve yalnızlık diye... işte buna diyorlar can! eve gelince yok ya bir karşılayan... hani bir tava/ birkaç yumurta bir parça ekmek ki bayat hani koparmaya çalıştıkça/ tıpkı hayatın/ hem tıpkı aşkların gibi; daha parmaklarının arasındayken ufalanmaya başlayan... söz yok/ sohbet yok/ anason kokulu bir sevdanın başında demlenmek/ bir çift diz’e koyup başını dinlenmek/ dertlenmek bir omuzda/ ve demsiz diye... bir bardak çay için söylenmek yok! ne diyeyim sende de hak var... akşamını az hasarla savmak için başından.../ üstündeki etikette "pek heyecanlıdır" yazan bir film alırsın iş çıkışında/ da gelmez aklına taze ekmek falan... işte buna yalnızlık diyorlar/ can! yok/ öyle buruk- kırık/ hafif hüzün... bu öyle bir şey değil! o hâli yalnız şiirlere has/ belki bir romanda feci bir son/ bir öyküde tüyleri diken diken eden fon geç onları/ dinle bak/ yalnızlık... ciddi ciddi zor/ ben yaşıyorum/ o; koyar postasını daha akşam olmadan büyük bir lokma da/ sanki yutamamışsın bir yük ki kaldırıp atamamışsın/ öyle ağrıtır ve döner sana akşam/ sen... dönmek istedikçe sırtını. sırıtır/ ki ancak tıkırtıları dinlemeye başlayınca anlarsın; alt katta/ üst katta/ yan dairede olmadı/ sokakta yaşayanların tümünden hasıl olan... duymadın mı/ hem sarmadı mı film? hoşgeldin mozart/ da olmaz işte... nihayetinde bu adam ölü ve utanırsın her akşam her akşam uyandırmaktan! işte yalnızlık diye buna diyorlar be can! sabahına sağırdır kulakları/ yalnız olan gecenin hani atlattın ya/ sanma kuş seslerine uyanacağını... çay bardağında dönen kaşığın şıkırtısına hasret sabahlarla dolu bundan sonra sendeki yaşam... ah!.. kolay mı sandın bir çift çorap için tekmelemeyi çekmeceleri/ dün sabahki tekmen yüzünden artık... birbirinin üstüne yığılmış duran. kahven acı/ şeker neredeydi/ ya aşk?.. buzdolabında olabilir mi/ saçma sakın gidip de açma/ bir de görür/ güler elalem... zaten ömrünün bir kısmı tamamen elem/ bir de rezil olmak var gel etme.../ unutma... inat... bir adamın kendine ettiği en büyük ihanet hem ben unuttum/ affettim özlüyorum diyorum/ duy! tavam birkaç yumurta için bol bir yanım hep ağrıyor gittiğinden beri dinliyorum/ mutemelen sol... mozart uyusun istiyorum hiç değilse geceleri/ bilirsin film seyretmek de çok hoşuma gitmez bilhassa heyecanlı olunca.../ tek çare işte/ bu kağıt/ bu kalem/ bu ayrılık/ bu yalnızlık da/ inan yoruldum yan yana dizmekten bu heceleri... işte buna aşk diyorlar ve inan... aşk diye buna diyorlar can! söyle ne zaman?.. ................................................ JD |
Zaten her şiirinizi büyük bir hayranlıkla okuyorum ama...
Bu şiir... bu şiir..." hakikaten" bu şiir...
İçinde mükemmel bir romanın ipuçları var...
Romanın önsözü desek ?
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM