Sus… Konuşma sevdiceğim Bu sefer benim cümlelerim şaha kalksın Ve bir zaman diliminin eşliğinde tüketsin ikimizi…
Sana sunduğum vaatleri bir kibritin ucunda yakalım Ve is lekesi alnımızdaki Daimi bir pişmanlığa imza kalsın…
Aynalara baktıkça” intihar gözlerimiz” Son buseyi bir tokat gibi çarpsın yüze Dizlerin bağı çözülüp düğüm olunca Buğusu yüreğin sıfatımıza sarılsın…
Çizdiğim bütün suretler utanır ressamından Her suret senindir Her parmak izi aramızdaki mesafedir…
Ve kirpiklerin tene işler Karasında saçlarının nefessiz kalır şiirlerim…
Harabe bir aşkın Aç ve yoksul kahramanıyım Kış soğukluğunda kangren yollar aşarım Ve Her adımda senden geçerim…
İmkânsızlık gümüşten bir pranga Vurdum bileklerine gidişlerin Sensiz çepersiz bir saray Senle kimsesiz bir sahil kişiliğim… Sustukça roman olur cümlelerim Konuştukça yırtılır kumaşı ruhun isyanları sızar yüreğin Can verir aşk avuçlarımda Sıyırıp geçer mutluluk ikimizi...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
S.U.S. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
S.U.S. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Dürüstlük olmalıdır değil mi karşımızdakine insan diyebilmemiz için (?)... Lâkin mevzuya dost biz isek sanmıyorum gerekliliğinin olduğunu ya da kalem "olmalı mıdır sence ? "..
-bence hayır.
-niye ? - mi -
Şöyle,
bu sayfanın ya da değil bu kalemin şiirlerine bakınca bazen çokça yüksektir ses. Çığlığın ne hacmi vardır kayda sığdırabileceğimiz ne de ağırlığı vardır taşıyabileceğimiz. Koca koca harflerle bağırıyor ya da biz mi öyle sanıyoruz o suskusunda yaşlarını silmeye çalışırken acaba biz mi gözleri tersten taktık gelirken yere ( duymak için göze ihtiyaç var mı peki o halde, iki kere düşünmeli -sır içinde sır, düş içinde düş- ) (?)..
Okumaya başladım öyle daldım -sözde-
" Konuşma sevdiceğim "
ki bu daha ikinci dize. İrkildim evet hakikaten bir tuhaf oldum -ne oluyoruz dercesine-. Sonra devamında vardır mutlak bir fenalık çünkü seyrine baktığım zaman yaşanmadan kaleme gidilmiyor burda. Belki yanılıyorumdur ama en saklıda olsa bile var bu dediğimden.
Ayrıca,
söylemeden edemeyeceğim ki aldığım dizede son kelime çok yakışmış ve bunları duymak çok daha mutlu edebiliyor okuru beni de okur sayıyorsan tabi. Hani her yerden duymak aynı mıdır " ASLA" . Bu nefese yakışıyor...
"Ve bir zaman diliminin eşliğinde tüketsin ikimizi…"
tüketir gibi görünürken şahı olup can vermek her nefes tünelinde. ! . Bu olsa her ölüm ve ellerden bırakılmışlığın tadın her türü buna benzese...Yooookk...
-ki...
"Sana sunduğum vaatleri bir kibritin ucunda yakalım Ve is lekesi alnımızdaki Daimi bir pişmanlığa imza kalsın…"
bu bölümde ilk dizeyi anlamadım. Evet, evet anlamadım. Bu şiirin kalbine tamamıyla tezat bir ifade. Ya da ben mi görmek istediğimi göremedim zira zamirlerde " sen / ben" 'lerde bir değişiklik ya da yer değişikliği olursa o zaman şiirin rengi kendine varacaktır...
Ve nefessizlik başlıyor. Şiiri okumak acıtmayabiliyor bazen - bu sayfa tenzih ettiklerim arasında- . Okuyabiliyoruz ve bir bakıyoruz ki "bitti". Ama yorum yazarken öyle olmuyor. Mesela şimdi sustum. Devamı için konuşamıyorum ki kulakalarımda da bu kalemin başka bir şiiri. Dört yanım ,
- aşk.
- ayrılık.
Defalarca okudum ama okudukça hiçbir parça bırakmıyor ve ötesinden ayırmaya müsade etmiyor harfleri / m / iz..
"Karasında saçlarının nefessiz kalır şiirlerim…"
daha mı dinç denir buraya ? Tüm şiirlerde bu görülüyor. Her şiirde hemen hemen şiir nerden geldi ya da nereye gidiyor denildi mi adres apaçık belli. Esirgememek ve bu büyüklüğe dayanabilmek. Belki de bunları yaptığını hiç bilememek...
- kolay olmuyor değil mi ?...
"Harabe bir aşkın Aç ve yoksul kahramanıyım "
şurda ikinci dizede nefesimi hissedemedim. Ve söyleyemeyeceğim öylesine çok şey var ki.. En gücümün yetebildiği sadece ,
- ikinci dize benim olsun mu ?
cümlesi...
"Ve Her adımda senden geçerim…"
tek cümle ancak iki kere anladım burayı. Yani ikilikte teklik olmuyorsa iki tane anlam kıskıvrak yüreğimde. Şiirde tek anlamı var ama bir kelimeyi iki kere düşününce farklı bir anlam oluyor. Biri gitmek, ayrılmak diğeri her gidişte onda olmak. İkisi aynı diye düşünülmemeli bambaşka anlamlar...
"İmkânsızlık gümüşten bir pranga "
burda ilk kelime. Aynı şekilde vurulduklarımdan. Çünkü ona inanmam. Kimse bana imkansızlık demesin. Belki hayaten en imkansızımdayım ama yine de onu kullanıp ona toka takmam "adamdan saymam"...Sevmem. Sevilmemeli de.
"Senle kimsesiz bir sahil kişiliğim…"
Bazen bazı dizelerde tebessüm belirir yüreğimde. Kendimle dalga geçtiklerimden sanırım. Çok da haklıyımdır. Çünkü dünya bizim olsa biz hala kimsesizizdir o yok diye... Ağlamalı mı bu hale ?
- hayır !
"Sıyırıp geçer mutluluk ikimizi..."
kime tapusunu verdi ki? Sıyırmadıklarından olabilsin bir canlı ...
"_(S)adece _(U)nut _(S)öylediklerimi..."
bu bölüm için söylenebilecek bir şey var mı diyorum ama yok.
- koca bir yalan. Yine de susulan vakit diyelim ya da sadece kendine konuşmasıdır aynadakinin...
Ve,
beni bir asır nadasa bırakın kendime gelmem gerek sanırım bu yorumdan daha doğrusu bu şiirden sonra. Şiir okumak zordur vallahi de zordur billahi de zordur. Hani dış kapının dış mandalı diyebiliyorsak şiirdeki hisse o halde çok kolay, çocuk oyuncağı. Lakin tadını biliyorsak " yanımdan geçmeyin"..
seyyahcptn,
yürekli bir kalemin var ve gerçekten de okutturuyor kendini her şiirin. Ben mesela hergün mutlaktır ziyaretim ya da bulunduğum yere senin şiirinden melodi mutlaka dizerim havaya. Şiir solumak ayrı bir dünya.
İmkânsızlık gümüşten bir pranga Vurdum bileklerine gidişlerin Sensiz çepersiz bir saray Senle kimsesiz bir sahil kişiliğim… mükemmel.dizelerdi tebrikler saygılar
uzun bir aradan sonra şiir eklemeye başladım ve dost kalemlerime bakındım sizi aradım mesela şiirlerinize baktım dedim ki sanırım Sabiha hanımda benim gibi kendini çekti bi süre düşüncelerin sığlığına.dinlendi
sizi görmek gerçekten güzel hoşgeldiniz yeniden ne güzel geldiniz
sevgi ve saygı ile dost rüzgârın hiç eksilmesin...
Dürüstlük olmalıdır değil mi karşımızdakine insan diyebilmemiz için (?)... Lâkin mevzuya dost biz isek sanmıyorum gerekliliğinin olduğunu ya da kalem "olmalı mıdır sence ? "..
-bence hayır.
-niye ? - mi -
Şöyle,
bu sayfanın ya da değil bu kalemin şiirlerine bakınca bazen çokça yüksektir ses. Çığlığın ne hacmi vardır kayda sığdırabileceğimiz ne de ağırlığı vardır taşıyabileceğimiz. Koca koca harflerle bağırıyor ya da biz mi öyle sanıyoruz o suskusunda yaşlarını silmeye çalışırken acaba biz mi gözleri tersten taktık gelirken yere ( duymak için göze ihtiyaç var mı peki o halde, iki kere düşünmeli -sır içinde sır, düş içinde düş- ) (?)..
Okumaya başladım öyle daldım -sözde-
" Konuşma sevdiceğim "
ki bu daha ikinci dize. İrkildim evet hakikaten bir tuhaf oldum -ne oluyoruz dercesine-. Sonra devamında vardır mutlak bir fenalık çünkü seyrine baktığım zaman yaşanmadan kaleme gidilmiyor burda. Belki yanılıyorumdur ama en saklıda olsa bile var bu dediğimden.
Ayrıca,
söylemeden edemeyeceğim ki aldığım dizede son kelime çok yakışmış ve bunları duymak çok daha mutlu edebiliyor okuru beni de okur sayıyorsan tabi. Hani her yerden duymak aynı mıdır " ASLA" . Bu nefese yakışıyor...
"Ve bir zaman diliminin eşliğinde tüketsin ikimizi…"
tüketir gibi görünürken şahı olup can vermek her nefes tünelinde. ! . Bu olsa her ölüm ve ellerden bırakılmışlığın tadın her türü buna benzese...Yooookk...
-ki...
"Sana sunduğum vaatleri bir kibritin ucunda yakalım
Ve is lekesi alnımızdaki
Daimi bir pişmanlığa imza kalsın…"
bu bölümde ilk dizeyi anlamadım. Evet, evet anlamadım. Bu şiirin kalbine tamamıyla tezat bir ifade. Ya da ben mi görmek istediğimi göremedim zira zamirlerde " sen / ben" 'lerde bir değişiklik ya da yer değişikliği olursa o zaman şiirin rengi kendine varacaktır...
Ve nefessizlik başlıyor. Şiiri okumak acıtmayabiliyor bazen - bu sayfa tenzih ettiklerim arasında- . Okuyabiliyoruz ve bir bakıyoruz ki "bitti". Ama yorum yazarken öyle olmuyor. Mesela şimdi sustum. Devamı için konuşamıyorum ki kulakalarımda da bu kalemin başka bir şiiri. Dört yanım ,
- aşk.
- ayrılık.
Defalarca okudum ama okudukça hiçbir parça bırakmıyor ve ötesinden ayırmaya müsade etmiyor harfleri / m / iz..
"Karasında saçlarının nefessiz kalır şiirlerim…"
daha mı dinç denir buraya ? Tüm şiirlerde bu görülüyor. Her şiirde hemen hemen şiir nerden geldi ya da nereye gidiyor denildi mi adres apaçık belli. Esirgememek ve bu büyüklüğe dayanabilmek. Belki de bunları yaptığını hiç bilememek...
- kolay olmuyor değil mi ?...
"Harabe bir aşkın
Aç ve yoksul kahramanıyım "
şurda ikinci dizede nefesimi hissedemedim. Ve söyleyemeyeceğim öylesine çok şey var ki.. En gücümün yetebildiği sadece ,
- ikinci dize benim olsun mu ?
cümlesi...
"Ve Her adımda senden geçerim…"
tek cümle ancak iki kere anladım burayı. Yani ikilikte teklik olmuyorsa iki tane anlam kıskıvrak yüreğimde. Şiirde tek anlamı var ama bir kelimeyi iki kere düşününce farklı bir anlam oluyor. Biri gitmek, ayrılmak diğeri her gidişte onda olmak. İkisi aynı diye düşünülmemeli bambaşka anlamlar...
"İmkânsızlık gümüşten bir pranga "
burda ilk kelime. Aynı şekilde vurulduklarımdan. Çünkü ona inanmam. Kimse bana imkansızlık demesin. Belki hayaten en imkansızımdayım ama yine de onu kullanıp ona toka takmam "adamdan saymam"...Sevmem. Sevilmemeli de.
"Senle kimsesiz bir sahil kişiliğim…"
Bazen bazı dizelerde tebessüm belirir yüreğimde. Kendimle dalga geçtiklerimden sanırım. Çok da haklıyımdır. Çünkü dünya bizim olsa biz hala kimsesizizdir o yok diye... Ağlamalı mı bu hale ?
- hayır !
"Sıyırıp geçer mutluluk ikimizi..."
kime tapusunu verdi ki? Sıyırmadıklarından olabilsin bir canlı ...
"_(S)adece
_(U)nut
_(S)öylediklerimi..."
bu bölüm için söylenebilecek bir şey var mı diyorum ama yok.
- koca bir yalan. Yine de susulan vakit diyelim ya da sadece kendine konuşmasıdır aynadakinin...
Ve,
beni bir asır nadasa bırakın kendime gelmem gerek sanırım bu yorumdan daha doğrusu bu şiirden sonra. Şiir okumak zordur vallahi de zordur billahi de zordur. Hani dış kapının dış mandalı diyebiliyorsak şiirdeki hisse o halde çok kolay, çocuk oyuncağı. Lakin tadını biliyorsak " yanımdan geçmeyin"..
seyyahcptn,
yürekli bir kalemin var ve gerçekten de okutturuyor kendini her şiirin. Ben mesela hergün mutlaktır ziyaretim ya da bulunduğum yere senin şiirinden melodi mutlaka dizerim havaya. Şiir solumak ayrı bir dünya.
Daim olsun kaleminin sayfadaki kaderin çizgisi.
Sevgiyle.