Hani geçmek vardır ya yaldızlı kapılarından kutsallığın
Bir mertebeye ulaşırken sevdiklerini yanına alamamak
İşte öyle anam
Ben avuçlarıma sığdıramadığım buse kokularını bile bıraktım ardımda
Ki tek taşıdığım kefenim olacak bilirim
O da üşümesin diye yalnızlığım
Ne olur kızma bana…

Sanki son nefesimde
Bir film gibi geçiyor hayat gözlerimin önünden
Kulaklarımda davulun zurnanın sesi
Mıhlanmış vatan aşkı yüreğe
Senin
Babamın
Ve yârimin gurur tablosu yüzündeki rehberlik ediyor aydınlığa
Gidiyorum işte…

Son mektubum ulaştı mı acaba kına kokulu ellerine?
Bilseydim daha uzun yazardım
Hani sana bir ömür yetsin diye
Çocukluğuma ver
Tüm cümlelerimi anılarımı
Eve dönüşe saklamıştım mercimek kokusunun eşliğinde…


En çokta akşam poğaçalarını özledim
Hani uykundan uyandırır zorlardım seni
Meğer
Şu kısacık zamanı değerlendirmek istermiş evlatlığım
Ellerine sağlık diyemeden uykuya dalardın…

Babam düştü bir an kirpiklerimin üstüne
Hani o gurur duyduğum
Her ne zaman “bu adam benim babam” adlı parçayı dinlediğimde
Göğsümü kabartan adam
Bir maç izlemek için neler vermezdim şimdi
Ve kapının dışındaki dertleri unuttuğu dakikaları geri getirmek
Onunla aynı odanın havasını solumak
Ve ağladığı zaman omzu olmak isterdim yalnız değilsin dercesine…

Biliyorum ki gelecek vatan kardeşlerim kapısına büyüdüğüm evin
Çıkaracaklar şapkalarını
O sırada bir kor düşecek yüreğine
Ve verecekler eline haberimi
Sanma ki gece kadar karadır ölüm


Yüzsüz bir kurşun
Delmeden yüreğimi
Ve dağlanmadan ciğerlerim ölüm korkusu ile
Sevdiğimi gördüm nehir başında
Ne gariptir anne
Bir bakışı bile acılarımı aldı bedenimden
İlk buluştuğumuz sahil geliyor aklıma
Ki şimdi oradan ne kadar uzakta serilmiş bedenim toprağın bağrına
Anladım ki
Severken terk etmek daha çok can yakıyormuş ölümden…


Şimdi sana duymayacağın birkaç cümlem var narçiçeğim
Düşlerine yağacaktır evladının son kelimeleri…
Evlatlarındır kapıdaki yaşıtlarım
Giderken
Ailemi
Bu vatanın damarlarında büyüyen gençliğe emanet ediyorum


Bedenim son ziyaretine gelirken mahallemi
Can dostlarımı kucaklıyorum bir yürek dolusu hasretle
Sevdiğimi pak alnından öpüyorum ki kirlenmesin çehresi

Askerliğin şafağı kısadır
Ve ömrün de
Gururun bahçelerinde göğsünü kabartarak
Huzura doyacak şehitliğim

Ve
Anam!!!
Ben seni kollarımda seneler dolusu özlemle bekleyeceğim…




Saruhan Osmanoğlu
S.c