9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2019
Okunma

Semaya küskündür bakışlarım
Rengine hapsolmuştur umudum
Karaya çalan
Griden kaçan
Ela gözlerimin çeperlerinde nefessiz son nasihatım...
Şimdi bütün "soneleri" yaksam
Bütün uyakları
Ses uyumlarını cevizden sandığına tıksam mısraların
Us küser mi sesine yüreğin
Adım alsam şaraba batırılmış bir şafağa
Suyun yüzeyinde durulur mu mavisi aşkın...
Mirasım sana kalan
Şu okuduğun kıtalarımdır
Bin altın ağırlığında
Kağıt kesiği kadar yer tutacaktır aklında
Kanmayasın aşka, yalana
Geçecektir
Deryada boğulacaktır acıların...
Bir başka diyardan
Bir başka benliğe sığınacaktır korkularım
Babadan
Anadan
Evlattan kalan yadigârım
Bir ağacın gölgesinde yaşayacaktır
Bir başka nesle ışık tutacaktır...
Adını bildiğim
Ya da hiç öğrenemeyeceğim sevgilim
Ne zahmettir şu verdiğim yüreğine
Bir avuç büyüklüğüne sığdırdığın şu dev
Aslında derin bir kuyuda beş kuruşluk dilek parasıdır
Uğruna öleceğin sevgim
Yaşama sıkıca tutunman için kuru bir daldır
İnanırsan taşır
Umursamazsan kırılır
İsyanım
Bir deli yürek
Bir korkak maskesi altında çılgınlığın tanımı
Bir ben olamayan banadır
Şairin dediği gibi
"ben aslında bir başkasıdır"
İçine sığmadığım kefenim
Mermer soğuğunda bekler gençliğimi
Yolcudur günahlarım sevaplarım
Yanıma alamadan kokusunu ömrün
Göçeceğim...
Saruhan Osmanoğlu
Sc