melodram...
"ölüm geldi hiç bir şeye benzemiyordu beni kendine benzetti"
Hilmi Yavuz -I- Bir rüyanın önsözünde, sancılardan soruldum Kurudu dilim damağım, vahşi bir susuzluğa Ab-ı hayat niyetine, cerahatti içtiğim Sonra yumdum gözlerimi, sonsuz uykusuzluğa Har kâbuslardan geçerek, parmaklıktı açtığım Bir ağıt yükseliyordu, içimdeki esirden Onun gözlerinden çalıp, özgürlüktü saçtığım Görünmeziyim âlemin, cismim sanki hayalet Uykuyla uyanıklığın, tam orta yerindeyim Muhayyilende resmimi, beyazlarla hayal et Gözbebeğine kazılmış, kabirden derindeyim Ne bir mendil ne elveda, ardımda boş bir rıhtım Sükûnetle uğurlanan, ölüm seferindeyim Sanki yırtacak beynimi, bu kahrolası cinnet Geceye sanrı doğurdum, bozuldu bekâretim Yakın kutsal kitapları, yok tasvirlik bir cennet Ömrü sevapla yıkasam, ödenmez kefaretim İnanın günahsızdı hep, yüz akı çocukluğum, Günahkâr kadınlığıma, dinmeyen hakaretim Yaşarken çürümekteyim, tenimde leş kokusu Dünya denen cehennemde, hasret kaldım ambere Terk etti hücrelerimi, kutsal dinin dokusu İstemem şefaatini, söyleyin peygambere And olsun ki varlığına, yeri göğü yaratan Mahkûmiyetimde hürüm, benzeyemem kambere Hangi tarih yazabilir, ruhumla savaşımı Cephelerde sığındığım, toprak ruhudur ayla Kerbela’nın yüreğine, gömünüz naaşımı Onu da vurun kalbinden, yoldaşım olsun Leyla Bıraktım vasiyetimi, sütü bozuk aşklara Her satır bir kalp ağrısı, her cümlem bir vaveyla Bu benim melodramımdır, şiirle bitmeyecek Şimdi yoksun ve yalnızım, bu ölüler şehrinde Kor geceye sığınarak, aya yazılıyorum Hayallerimi boğarken, sensizliğin nehrinde Katil düşüncelerimden, inan haz alıyorum Biliyorum artık çok geç, "biz" li cümleler için Sen aşka çoğalırken, ben, sana azalıyorum -II- Gözyaşımla yıkadığım, hayallerin içinde Yırtık bir fotoğraf gibi, parçalandı anılar Debelenmekte bedenim, her şeyliğin hiçinde Günden güne çoğalmakta, hakkımdaki sanılar Vebalı bir illet büyür, göğsümün kafesinde Hekimler çaresiz kalır, konulmadı tanılar Çünkü yokluğun aşikâr ve yokluğun eziyet Çatırdadı direğinden, konakladığım dergâh Söyle yarım bırakmak mı, güvendiğin meziyet Gör, fahişe bedenime, saplandı yüz bin nigâh Hangi şarkının koynunda, uyuyorsun sevgili Şimdi benim dinlediğim, bir tek makam-ı segâh Nikotinle nikâhlanır, balgam mahkûmu genzim Damarlarımda dolanan, kan değil inan şarap Bin izmarit söndürülmüş, küllük misali benzim Ahvalim ehl-i işretin, halinden daha harap Saçlarımdan asıldığım, o kor kirpiklerinde Dudaklarımdan dökülen, ahh dolu bir ızdırap Üstada haber uçurun, virane Araf’ımdan Gözü arkada kalmasın, bayrağı taşıyorum "Üçüncü Şahsın Şiiri" , yazıldı tarafımdan Yenilginin acısıyla, aşka sataşıyorum Söküp aldığından beri, sol yanımda duranı Vurulmuş güvercinlerin, alnında yaşıyorum Yazılmamış her şiirin, isimsiz tema’sısın Şerhine zihin dolusu, kelime tükettiğim Buz tutmuş imgelerimin, şiire temasısın O lacivert nazarında, sanatı yok ettiğim Kifayetsiz iç çekiş ve kabir azabı gibi; Vahametsin yüreğimde, ezelden hak ettiğim Bir kırlangıç katli miydi, bağlandığın hedefin Kıyamet gününe kadar, bitmeyecek cinayet Son maktul olmayacağım, soyum çekmiş Habil’e O Kahhar üflememiş mi, ruhuna hiç inayet Kana susamışlığınla, benziyorsun Kabil’e Sınır dışı eylediğin, yürekteki bu sevda Artık tehcir edilecek, İstanbul’dan Babil’e Yaratanın hakkı için, oku dizelerimi Oku ki hücrelerinde, vuku bulsun bir azap Yüreğin öz vatanımken, sildin vizelerimi Nasıl attın suratıma, şişe dolusu kezzap Alnıma sürdüğün kara, inan iflah olmuyor Arındıramaz yazımı, ne Kızılırmak ne Zap
-III- Bu kimin melodramıdır, sayfalara kazıldık Yaka paça sürükledin düşlerimi kedere Oysa aşka and içmiştik o gün kal u belada Nasıl küfretmesin gönül şimdi mel’un kadere Nikâhımız kıyılmıştı hani arş ı alada Bir zamanlar dudağına mühürlediğin ismi Müezzinler zikrediyor okunan her salada Her veda bir başlangıçtır, sancılı öykülere Budur namerdin yazısı, böyledir dinde adet Acıyla uyuyacaksın, hummalı uykulara Takvaya erdirmeyecek, seni hiçbir ibadet Canı canandan alarak, işlediğin günahın Allah katında yok yeri, git şeytana biat et Onmayacak günahımla, doldurduğun kefeni Tartmaya muktedir midir, o kahrolası mizan Ona gelinliği layık gördün, bana kefeni Yerle bir eyledin canı, koymadın ruhta izan Bir zamanlar ilkbaharla, anılan yüreğime Şimdi her dem zemheridir, her anım sarı hazan Çarşafların iliğine, akıttığın kanımı Her aklıma geldiğinde, alnıma sürüyorum Taşımaktan yorulduğum, iğrendiğim canımı Kırık dişime takarak, meçhule yürüyorum Bihaber olsam da senden, kurtuldum sanma sakın Fotoğraflarda gördüğüm, yüze tükürüyorum Sen saadete uyurken, ben aşka uyanırım Katran karası gecede, seviştiğimdir dabbe Sapla sırtıma bin levye, acıya dayanırım Kur-an’a el basıyorum, şahit olsun gök kubbe Sığınıp dinin ardına, Hakk’tan bahsetme bana Gözümle görsem inanmam, iman ettiğin Rabbe Kor geceye sığınarak, aya yazdığım şiir Hüznün rahminden doğuyor, kanayan bir sanata Topla düş kırıklarını, veda et aşka şair Taptığın "özlem" diyerek, yüz çevirdi "hayat"a Artık onu romanlarda, şiirlerde büyütmek And olsun ki küfretmektir, aşk-ı edebiyata Bir kâbusun sonsözüne, kahrımla uyuyorum 11/07/2009 ANKARA |
Ölümden gayrı derman vardır her derde...
Yeterki arayış olsun, pusula doğru yönde...
Tam olsun şiirinde ki tat, böyle usta kalemde
Tebrikler....Güçlü bir kaleme çoşkun bir gönül eşlik edince böyle eserler çıkıyor demek ki...