Susuz denizkoca denizi susuz bırakan katmerli acım içime yığıntı tuz dağları yıkılın artık boğuluyorum kokuşmuş boşluklarda uzandığında ellerim sivrilen dikenler yaprak döken goncalarım içimden içime sayıklamalar usumun duvarlarını kemiriyor kurtlar yurtsuz bir kadın ne kadar sığınabilir kendi yabanlığına aykırılığa kesilen parmaklarım kardeşlerim gibi sancılı ayrılık dünün sorgusunda zanlı annem çocukluğuma çıkan sırat gibi köprüler dağlar gibi duruşunu toprağa verdiğinde babam büyümenin viraneliğinde kayboluşum varlarla geçmez hayat bu tutsaklık bu kabulleniş neyin nesi yaşamak içime çoğalan bu girdap ben daha büyümedim korkuyorum karanlıktan tut ellerimi baba yeniden büyüt nasırlı ellerinde gözlerindeki denize tuz göğsündeki yaraya merhem et Sude Nur Haylazca |
Enfes...
Saygımla