YAZLIK SİNEMA AŞKLARI
üzerinde yazlık sinema yazan bir beyaz perdeyim.
gazı alınmış sade gazoz ve sakız leblebisiyim. şimdi kar yağıyor, onun için yanmaz ışıklarım boyası döküldükçe daha da yoksullaşır tahta sıralarım. ama siz beni otuz belki kırk, elli sene önce görün. bakın hangi gizli sevdaların buluşma yerindeyim. sıranın bir başında sen otururken diğer başında ben. aramızda halan, teyzen belki kuzenlerin ve yengen . elimizde kağıttan külahlar içinde kabak çekirdekleri. boyunlarımız tutulurdu bir yandan soluksuz çitlenirken diğer yandan da aralardan görebilmek için birbirimizi. makinist her zaman filme en az on kere makas atarken bırakırdı dizginleri elinden nedense biz oradayken. ne güzel şarkılar söylerdi iki yana dizili kavaklar. film biter, ışıklar yanardı, pencerelerde ve iplere dizili inci taneleri gibi ağaç dallarında. o sabah radyoda dinlediğimiz şarkı çalardı gene sonuna kadar sesi açılmış bozuk ayarlı hoparlörde. ikimiz, hiç izlenmemiş bir filmin son izleyicisiydik. sorsalar adı ne, baş rolde kim, inanın bilemezdik. bugün ne kadar yabancı isek kendimize böylesine o günden sonra hiçbir filmin oynamamasındandır yazlık bahçe sinemalarının beyaz perdesinde. Cevat Çeştepe |
ve birde çeştepenin şiirleri uzaklarımı bana yakın eden...