K e s i k G ö l g edeğil mi ki herkesin gönlünde yatıyor hasadı bitmez akşamın koynunda bıraktığı o derin sızı küflü bir usturaya vurur kendini beden aşkın can damarlarından biri daha kesilir gözler çekilir bir boşluktan bir başka boşluğu doldurur kan sararmış iki gazete sayfasını örter susuşu polis anonslarına karışır adı sirenler sokağı birbirine katar ölmek de var ey yar ölüm kendini bizde sınar gözleri yağmur sonrası suskunluğu anasının bağrında izi kalır kundaktaki çocuğun dudaklarında süte durduğu günlere sarılır anasının körpesi adı sonbahardır sesi sellere karışır yıkar yürekleri sonbahar hasretin ilk kelebeği ay sonunda üç aylığı alınca nişanı vardı sevdiği fidan gibi delikanlı Malatya’lı bir oğlandı öfke tutmaz bir okyanustu gözleri sonbahardır düşü gerçeği kesik gölge belli ki beş aylık hamile o küçük bedeninde bir soluk solar göçünde azalır sonbahar kendi içinde sonbahar gazel olup düşer sayfalara gelinliğine sarılır beyazına kan bulaşır sonbahar daha açmadan kapanır 2 / 8 /2009 muğla İsa İnan |