içimdeki zindanı aydınlığa çeviren gözlerini ört üstüme parmaklıklar parmaklarımı kemirirken dinle dilimdeki türküyü gök yüzünü büyütürken ölüme yaslar gibi koy başını göğsüme düşün ki nasıl yarattık etsiz kemiksiz ölümsüz bu öyküyü
ahh! ömrümün gönüllü kahini bil ki tellallar binip atların terkisine sevdayı dört nala kıyamete sürerken ayak dibinde vakitsiz ibadete dururum melekler kızgınlığı keşfedip sur’a üflerken göğsünde yeni doğmuş çocuğum kapatıp gözlerimi saçlarında uyurum
kalbimdeki sevdayı gözlerimdeki düşmanla takas etme yorgunluğum evliya sanılan eski bir mezarın üzerine kurulmuş ıssız bir şehirim balıksırtı hayatlara diyeti ağır sancılı depremler doğuruyorum deniz tuzuna hasretle yol arayan kızıl rengi bir nehirim hangi oltaya düşsem hiçliğe dönüşen kendimi çekiyorum
yasımı kurutmadan dizlerine kapanıp kendime ağlıyorum kaç sokağa acı ördüğümü ve toprağa ölü gömdüğümü kaç batımsız gün gördüğümü yaşımı unutmadan kaç yüzyıl bedensiz yaşadığımı saymıyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ölü Şehrin Doğum Meleği şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ölü Şehrin Doğum Meleği şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
intihar ve cinayetlerin yeminli görgü tanığı olmaya zorlanan sokak cocuğunun ağlaması.. veya senaryosu çalınmış rüyalarının işportaya düştüğünü gören yeni yetme genc kızın hissettiği acı...
yüreğimin kabesini ''tadilat dolayısıyla' yabancı ziyaretlere kapatılmaya zorlandım, 'kalplerarası ulaşımı' böylesine bıcak gibi kesip kolaylıkla bitirmeme neden olan bu şiir hakkında, akılları-fikirleri yaka paca götürülenler kaşınarak entelektüel tartışmalar yaptılar.
naylon sevdalarının bile faturasını ödeyemeyenlere okumalarını önereceğim bir şiir.
beğenerek okuduğum şiiri çok beğenerek dinlediğim Şahan beyin sesinden bir kez daha dinlemek ne kadar güzeldi başka bir can vermiş bu değerli esere... iki güzel yüreğe selam olsun..........EZGİM:))
ahh! benim kıyametim gözlerinin rengine ant içtiğim…sevgilim rengini yitirmiş iki kirli yakadır boynumda günahlarım cezaya düşse nefesinden uzak bir müebbet giyerim aldırmadan yeşil yosununa kalbimin hücrelerimin içine resminin nakşını işliyorum yaşlanmayacak senelerin gazabından döndüm kalbinin ayetlerini okuyarak kendimi aklıyorum içinin baharından bir ülke yarattım gözlerime senden başka hiç kimse yurt eylemesin
mükemmel...şiirlerini pasifleyip mahrum etme bizleri okumaktan17 sinde yayınladığın şiire ulaşamadım bak aklımda kaldı istiyorum onu mümkünse.. sevgimle şair
AHHHH AHHHHH NEYDİ BU GÜZEL DİZELER YASEMIN İ GÜNÜN İLK IŞIKLARINA GÜNAYDIN DERKEN BİR HÜZÜN RÜZGARINA TESLIM EDEN GÜZEL DİZELERİNİZDE ŞİMDİ NE DESEM SÖNÜK KALMAZMI, HER DİZESİ SAĞLAM BİR YÜREĞİN SESİ , HANİ DERLER YA FENA ÇATMIŞ............ CİCİ BAKIN BU GÜZEL YÜREĞE KUTLARIM..............................
'içinin baharından bir ülke yarattım gözlerime senden başka hiç kimse yurt eylemesin'
zincirleri boşalmıştı göğün ve rengine kavuşmuştu gök. Adım başı telaş kokuyordu caddelerin de melekler şehri'nin... ne kadar aceleci davranıyordu yürekler, korku yoktu... hiç olmadı. Korkular 'ateş'ten korkardı biliyordu... ... 'melek'ler yalnız değil şair...
ahhh şair naptın sen? bugün okuduğum en güzel şiirlerdendi şüphesiz anlatım gücünün tahribi öylesine derin ki şimdi bir kuytu lazım bana, idrakime yoldaş edeceğim...
hiç şaşırtmaz beni bu kalem...ne demek istiyorsa ne bir eksik, ne bir fazla öylesine net ve coşkuyla su gibi duru, labirent misali karmaşık söyleyebilen bir başka kalem daha tanımadım... her bir dize kendi içinde bir tema olabilecek kadar güçlü... imgelemler mükemmel. şair daha girişte başlıyor içsel hesaplaşmalarına...bir adam evet ama şehrinin ışıklarını karanlıklara teslim etmiş, tabir-i caizse can çekişen bir adam, parmaklıklar ardında debelenen bir mahpus ama buna rağmen bir umut ışığı var tabi ki...kimdir bu? svegili! yoktan var edilen bir sevdanın ışığında yanında olmasını istediği, ve ölümsüz bir düşkünlükle yoktan var edilen duyguyu inşa ettiği biricik ortağı... şiirde gel gitler aşırı uç noktada bu adam hem kendini sorgulumakta, hatalarını, günahlarını, acıyla, pişmanlıklarla, ızdıraplarla yetiştiridği ölüm bahçesini hem de bir yandan bir aşka soynmakta...onunla arınma çabaları güdüyor belki de kimbilir ama nasıl büyük bir aşk duygu ki naısl bir duygu dizelerde böyle şahlanmış, bir kısrak bakışında vukuu bulmuş amansızca.. içsel korkular şiiri okunası kılıyor, sevgiliye hitaben her sesleniş şiirin can aıcı ritmik yükselişini yakalıyor... ahhh svegilim! seninle büyürüm, sneinle ölürüm, sneinle ruha zuhur eder etten ve kemikten ibaret zavallı kimliğim ama seni ne derece taşıyabilirim. bu günah silsilesiyle, bu ağır yıkıkmlara hedef olmuş benliğimle ne derece sağlıklı sarıp severim snei...bu ki bir günahkar bedenin yoluna infazıdır dercesine tutkulu, bu bir bebeğin yoluna kurban edilircesine masum öyküsü belki de...
ne çok şey var daha söylenebilecek ama biraz da söylemediklerimle avunmak, daha fazla idrak etmek ve kendime saklamak istiyorum şiirin geri kalanını çok teşekkürler sevgili şair günümü böylesine anlamlı ve süper bir çalışma ile cennete dönüştürüdğün için öpüyorum şiir kokulu yüreğini cansın
''yasımı kurutmadan dizlerine kapanıp kendime ağlıyorum kaç sokağa acı ördüğümü ve toprağa ölü gömdüğümü kaç batımsız gün gördüğümü yaşımı unutmadan kaç yüzyıl bedensiz yaşadığımı saymıyorum''
Bedellere sığmaz körkütüklük aç belasızlık aşk ar/sızı
'rengini yitirmiş iki kirli yakadır boynumda günahlarım' Ki manşetlerine asılan ölüme direk yol olsun kefaretsiz tövbelerim,sensizliğin urganı dolanmışken boynuma etrafımda ahvalimi kolaçan eden nicesinin yoksunluğumu adımlayışına sitemim,hani senden sonrasını ak pak bir sayfa zannediyorlar,hani aşktan ötesi senden sonrası var sanıyorlar..Aşk mimlenirken boğumlanan hezeyanların peşisıra ben mimlendim,şimdi sıra sende ve ne tuhaftır ki seni noktalama şerefi benim kalemime bahşedilmekte..Sahi bitermi bir çırpıda,yalnızlığın kesif kokusu siner ya usulca genzime ben tamda o vakitlerde bir sen daha düzerim düşlerim içine,bir sana daha varırım aşk destinde.. Mükellefti şair,ne derin kelamlar,ne ince işleyişler..Satırlar haddizatında işlekti ve işledi zihinden öte gönle,dokundu fütursuzca aşkın çağladığı gözelere.. Ayrılık sonrası hesaplaşmasına tanıklık ettim sayfanızda ve alışılageldiği şekilde tek taraftan esmiş poyraz tek kaleyi mevzi edinmiş gibi..Neyse okuduğum tek şiirinizde dahi gösterdiniz kalemin hikmetini.Tebrik ve teşekkürler paylaşımından ötürü şaire,gün geçtikçe kalemi tanıdıkça daha bir zevkli olacaktır sayfasını ziyaret ediş,nice paylaşımlara..
Öncellikle yapıtın kendi farklılığını ortaya koymak için çırpınan yanlarını göstermenin büyük bir başarı olduğunu ifade etmek istiyorum.
Olağan dilin ötesine, imge ölçütleri giydirerek yazılmış, Şairini yoran ama boğmayan bir şiir. Şiir, yaratılma kaygısını derinlerde yaşamış ve aydınlığa kavuşmuştur.
Aklını, başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın şiire döken şairler sorunsalının yaşandığı ikibinli yıllar, siz gibi şairler ile çözüme ulaşacaktır.Türk şiirinin, kopyacı ve ergin olamama durumunun çözümü için daha çok emek ve şiir gerekmektedir.
Şair edasıyla yazılanlar ve arayış veya arama problemiyle yazılan şiirleri düşünürsek şayet şiir hakkında genel söylemler üretmek son derece zor.Belirli bir teoriye bağlı kalmadan, poetikasına sağlam adımlarla ilerleyen şairler, gelecek zamanlarda da edebî kişiliklerini kuşkusuz sağlama alacaklardır.
"Auschwitz'den sonra şiir yazılamaz !'' diyenler şiirlerinizi okumalıdırlar.
Son olarak, şiirinizin çıkış ve varış noktaları ile tam bir bütünlük içinde olduğunu, ritminin ve ahenginin son derece ilgi çekici olduğunu da ifade etmek istiyorum.Kendi ahlak ve tutarlılığı içinde yol alan şiirlerinizi okumak dileğiyle.
ahh! benim kıyametim gözlerinin rengine ant içtiğim…sevgilim rengini yitirmiş iki kirli yakadır boynumda günahlarım cezaya düşse nefesinden uzak bir müebbet giyerim aldırmadan yeşil yosununa kalbimin
sesimle boy veren uçurum çiçeğim ben ki her gecenin sabahında intihar çocuğuyum saçlarımın akında gizliyorum savaşında yenildiğim tek gerçeği bilmezsin nasıl alev ağzı değmiş hançer yaradır yüreğim her rüyanın sonunda yokluğuna diş bileyip eriyen bedenime bir kibrit yakıyorum
ahh! benim kıyametim gözlerinin rengine ant içtiğim…sevgilim rengini yitirmiş iki kirli yakadır boynumda günahlarım cezaya düşse nefesinden uzak bir müebbet giyerim aldırmadan yeşil yosununa kalbimin hücrelerimin içine resminin nakşını işliyorum yaşlanmayacak senelerin gazabından döndüm kalbinin ayetlerini okuyarak kendimi aklıyorum içinin baharından bir ülke yarattım gözlerime senden başka hiç kimse yurt eylemesin
merhaba şiir yürek doyumsuz bir şiir daha okudum koşarak geldiğim sayfandan aldım payıma düşeni ve şiirini sessizce gidiyorum çokça tebriklerimi bırakarak sen yazz durma ne olur :)
yarattığınız ülke yurtdaşı sevgi yağmurlarında ıslasın sizi..şiir bizide çağırdı o ülkeye vizesi iki kşilkmiş iyi ki öyle ...aşk koktu buralara.imrenip gidelim sayfamıza.varolun.
Sığ bir alev yığınından geçtim de sona geldim henüz. Şair, nasıl bir iç çekişe selemlamaktır okuru bu, bu nasıl bir ah edişe yol vermektir , bu nasıl bir eksik savaşını korkusuz ve düşüncesiz davete açmaktır…Bu derece mi çarpılır alemin engelli ömürleri yüzlere ya da kalplere.Nasıl, nasıl,nasıl…Hiç mi demezsin okuyana yazıktır ya da burayı geçelim en iyisi acıma faslı yaramaz ömre.
Ama okurken ki nasıl bittiğine şaşıp kalmam bir yana yanımda peçete tozlarını arama çabam bir yana…Hem gülüyordum hem gözlerimin yaşlarıyla uğraşıyordum ki hemen yorum yapamadım zaten bir uyanmak gerekir değil mi..
Bir okur bunda neden ağlar?
Çok acıklı değil. Ben öyle üzüldüm de hikayesine ağladım diyemem, diyeni de merak ederim. Ama kendi sebebimi de söylemem çünkü her özel şiir gibi bazen en özeline dokununca dizeler ( burada hiçbir dize ve kelime önem taşımıyor şiirin genel rengidir kasıta adres) hayatına susulması gerekir. Ama bu “neden” in cevabını yorumumun ilk cümlelerinde vermiş olduğumun rahatlığı var sanırım burada yanıtsız bırakırken soruları.
Neden güldüğüme gelince ağlarken gülmek tadı azımsanamayacak kadar özeldir itiraf etmeliyim. Nadir de olsa tavsiyesi olunmaya değer derim kelime harcamak. Kalem için sevinçti. Aslında aspendos değerli ve gerçekten güçlü bir kalem biliriz ama bu şiir artık bu durumu ayan beyan çığlıkla bağır bağır akıllarımıza kazımaya örnek olmuş. Daha önce de böyle bir tavrı olmuştu şairin bir şiirinde ve orda da aynı şekilde ifade etmiştim. Şimdi çok daha açığı ve rahatı var ellerinde. Daim olsun deriz her zaman şiir yüreğinde.
Genel havasını konuştum belki ve şimdi içine girmek istiyorum şiirin ama an şahittir ki bu kadar zayıf ve cesaretsiz hissetmemiştim kendimi şiirde. Korkumun sebebi acaba diyorum şiirin rengine toz kondurabilme durumu olabilir mi açsam mı bunu gözlerimin içinde yoksa bıraksam mı olduğu gibi gönül elinde. Tabi düşünmenin uzun zamanlısı pek değer arz etmeyeceği için “ilk hissetiği(m)” önemli olmalıdır.
Bir kelimeyi duyar duymaz aklıma ilk aspendos gelir. Bu şiirde olsun dışarıda olsun fark etmiyor hakikaten o kelimeyi duyduğumda ya da kendim zikrettiğimde ilk bu kalem düşer aklıma. Hangisi mi? “ibadet”.. Bilmiyorum sebebini ya da çokça düştüğüm o şiir mi sebep onu da bilemeyeceğim ama sana yakışıyor. O kelimenin önemi ve sana yakışması bir yana dursun “yüreği(ni)n aşkta ibadete duruşunu izlemek” bizim gözlerimize çok daha fazla yakışıyor. Ve bunu görmek ciddi anlamda mutlu ediyor. Abartma, bir şiirle insan nasıl mutlu olabilir gibi bir durum olabilir ama kalem önemli ise şiir için kendim için de mutlu olurum şiir için de. Olamayana da “eksiktir şiir yanın” demeyi unutmam.
Kullanılan kelimeler, zerafet aynasına tutulduğunu gösteriyor şiirin. Hem bağırmak hem bağırırken sessiz,sakin olmak. Bu çok zordur ya da kişiliğe uygun olamayınca zor görünür. Ve sende böyle bir zorluğun hiç ama hiç yaşamadığına eminim der kalemim.
Aslında yoruma başladığımdan beri bir şeyleri saklamaya çalışıyorum. Neden bu derece etkilendiğimin üstünü örtmeye çalışıyorum çünkü söylemek acıtacak. Ama şair bir okurun ne söylediğini anlayabilecek olduğu için de anlamı betimsiz bir rahatlık var üstümde.
Elimde bir kitabının olmasını isterdim aspendos. Şiirin tüm hallerine dair güçlü vuruşlarının olduğunu çokça görebiliyorum. Ve hakikaten de bir esere değer olduğuna inanıyorum ya da acaba eser hak edebilmeye yeterli midir bilemiyorum ama duyguları bu derece masum (her ne kadar karıştırılsa da ben yalın diyeceğim görebilen ve aksi düşünülmelidir elbet) ve bu derece onurlu aynı şekilde taşıyan ve taşıtabilen bir kalemin kitabı kitaplığımda her şeyden öte aklımda olsun isterim. Tabi zaman ne getirir ya da ne getirmesi gerekir onu bilemeyiz ama şiirlerini dosyalaştırmaktan yorulduğumu söylememin zamanı sanırım şimdi.
Kalemin her daim yüreğinle var olsun “Şiir Adam”…
Sevgiyle kal.
**Havin_** tarafından 7/20/2009 2:36:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
geleceğimmmmm...çokça geleceğim...şimdi güç bela toplayarak kendimi şiirin eteklerinden...biliyorum ki aklım başıma geldiğinde zımba gibi geleceğim tekrar şiire...
şimdilik hoş kal şiir adam.. ...
“eledim eledim…sevda beledim”…dedirtti şiir…en kırılgan, en naif yerinden düştü sayfaya yürek…okurken şiiri bütün benliğimle titredim dersem abartmış olmayacağım.. sevda sevda olalı bu kadar güzel anlatılmadı belki de…nerede sakladın bu kimliği şiir adam..hep merak etmiştim yaa..aşkın gölgesi mi, aşk mı ona gölge… ve işte cevabı…gölgede kalamaz bu yürek..ancak aşk ona gölgelik etmekle görevli olabilir…
“gün düştü üzerime çığ gibi..dizlerim böğrümde girdim şiire…aşk dedim..eyy aşk…içimdeki en büyük katil…sual olur mu kudretine…ama doymadın..ve biliyorum doymayacaksın..oysa ne çok bağış yaptım cismine..katran karası kalıncaya kadar gecelerimi verdim sana bütün renkleriyle…topladım gökyüzünü üzerimden serdim üzerine..hiç kıskanmadım sen benim yıldızlarımla sevişirken…biliyordum ki o yıldızlarda bir dilektim ben…sonra denizleri çaldım kendi yuvalarından..hani kayalarında umutlarımın yosun tuttuğu…hayıflanmadım ben…çünkü tek umudumdun sen…neydi ki yosun yeşiline gömmek seni…ormanlarımın kuytusunda bir aslanın ağzına yem yapmadım seni…hep önce kendim gittimdi..bu yaralar bereler ondan… kırsalıma saldım seni..uçsuz bucaksız…yeşiline büyülensin, mavilerine tutuklansınlar diye..kıskansınlar seni..her yakamozu topladım..iliştirdim sevda yüklü saçlarına…zaman eskitmesin diye seni.. eyyy aşk…geldin mi…gir içeri…”
bu da benden bir dipnottu…bilirsin ki hep yazdırır Faik şiirleri…
öptüm şiir yüreğinden…şimdi aşk kıskansın seni…
Sevgi Kaya tarafından 7/20/2009 3:40:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgi Kaya tarafından 7/20/2009 3:41:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
yüreğimin kabesini ''tadilat dolayısıyla' yabancı ziyaretlere kapatılmaya zorlandım, 'kalplerarası ulaşımı' böylesine bıcak gibi kesip kolaylıkla bitirmeme neden olan bu şiir hakkında, akılları-fikirleri yaka paca götürülenler kaşınarak entelektüel tartışmalar yaptılar.
naylon sevdalarının bile faturasını ödeyemeyenlere okumalarını önereceğim bir şiir.
cok derin ve küs.