PERVANE KASİDESİ
Düşlesin can nur heves, şevklerle hüsrân toplasın
İnlesin pervâneler, meşklerle dermân toplasın Âlemim dönsün, kuşansın bahçeler şehrimde hep Göklerin şavkıyla deryâm, inci mercân toplasın Yıkmasın leylim muratsız bir gazel, gülsün kalem Nazma yüklensin şafak, zevklerle destân toplasın Nur kapımdan aşk dökülsün, titresin birden ruhum Kubbeler yığsın murat, rengiyle îman toplasın Yanmasın Pervâne, yaksın şavkı, gülsün közlerim Kalbe yaslanmış beratlar, zevkle îmkân toplasın Nur seferlerden gelip dursun kasîdem, titresin Sözlerim yalnızdı, yanmış kalbe mihmân toplasın Ağlasın katranlarım hep, simsiyah kor esmesin Vuslatım doğsun bugün, kor gönlü handân toplasın Çağla ey Pervâne, harmanda saçılsın dostlarım Yaşlarım sönsün hemen, bağlarda müjgân toplasın Gül dikenden sıyrılıp dursun, hevesler yıkmasın Aşkla yansın dillerim, nehrim beyâbân toplasın Asra bülbüller yığıp dur, sen süzül Pervane hep Nur semâzenler yanıp, şehrimde hûbân toplasın Közlerim birden şafaklar yüklesin, yansın dizim Ellerim hep zikre dönsün, aşkla şükrân toplasın Gülnihâller seslenip dursun, oluşsun nur gece Gözlerim yansın bugün, bağrımda nâlân toplasın Dillerim güller bıraksın, meşkle tütsün dostlarım Sâkiler peymâne tutsun, şevkle yârân toplasın Köşkte yangın başlasın, canlar buluşsun her gece Anlatıp dursun yanan âsmânı, rindân toplasın Eski şevkler tutuşsun, handa bitsin bilmece Nazma renkler yüklenip dursun ve tûran toplasın Secdegâhım korlu mevsim yığdırıp dursun bugün Kor niyâzım arşa değsin, canı Sultan toplasın Mesnevîler, kor gazeller, şarkılar yansın bugün Bitmesin gönlümde ilham, handa dîvân toplasın Hiç kolay tütmez şiir; kalpler yakar; tenler yakar Derdi dertten saymayan rint, handa kurbân toplasın Zor nehârım yağdırıp dursun güneşler her zaman Derbeder günler dökülsün, can hırâmân toplasın İlhamın kor dengi yığsın bahçeler, dinsin yaram Gönle kor düşsün; yanık can, şevkle âsmân toplasın Çığlığım yol bulmasın hiç, sığlığım kalp yakmasın Aşkla hep yanmış gönül, nehrimde efgân toplasın Meltemim süzsün sabahlar, nur ezanlar susmasın Yağma rüzgâr; esme hiç; can, meşkle sûzân toplasın Hiç cefâlar doğmasın şehrimde, yansın korkular Çınlasın hep kor kasîdem, handa fettân toplasın Titresin hep leblerim, hiç susmasın nazmım bugün Bir süzülsün nur gazeller, korlu bünyân toplasın İncilerden inci tütsün, meşki yığ şehrim bugün Âlemim pervâne olsun, şevkle zindân toplasın Çağlıyorken, gizlenip can yakmasın bülbüllerim Közlerim hep gül bahar şevkiyle pinhân toplasın Canlarım gelsin süzülsün, bir çizilsin kaygılar Raksedip dursun şiirler, aşkla eyvân toplasın Söyleyip dursun nefesler, meclisin nur rengini Nur kitâbım câna girsin, şevkle nâdân toplasın Ey garip Pervâne, doğdur gönle âftâb bu gece Dermanım hiç durmadan şevkiyle mestân toplasın Bülbülüm hep çağlasın, mermerlerim nur güllesin Ellerim kor yüklesin hep, gül-i handân toplasın Hûriler candan temâşâ eyleyip, karsın teni Aşkı bulsun can, yanan renklerle, kâvrân toplasın Endişem dinsin, kalbi sarsın nurların rüzgârları Öfkeler solsun, yanan kalbim hezârân toplasın Önceler sağsın yürek, şehrimde olsun nevbahar Damlalar yığsın çiçek, gönlüm gülistân toplasın Rintlerim yığsın segâhlar, bilmecem dinsin hemen Nur yığanlar başlasın kor fasla, katran toplasın Gözlerim yığsın mücevher, sevgi yaksın âlemim Yollasınlar nur gazeller, şevkle ihsân toplasın Yıldızım mâtemle solgun kalmasın, tütsün her an Közlerim yansın zamansız, şevkle bin cân toplasın Kim demiş ben yorgunum, nehrimde salsız titrerim Ağlarım hep nur döküp, can şevkle ahzân toplasın İnlemez hiç mısralar, şehrimde aşksız, kaygısız Çağlıyor nurdan sabahlar, meşkle peykân toplasın Kim demiş ben pertevim, Pervâneyim, âciz kulum Kor kasidem bir biterken, handa bühtan toplasın ( fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lün/ ) mihmân : misafir handân:gülen, gülücü müjgân:kirpik beyâbân:çöl hûbân:güzeller, iyiler şükrân:minnettarlık gülnihâl:gül fidanı nâlân:inleyen, figan eden yârân: dostlar âsmân:gökyüzü rindân:rintler tûran: Eski İranlılar tarafından Türkistan ve Tataristan taraflarına verilen isimdir. Turan, eskiden beri Türklerin oturduğu yerlere denirdi. "Türk" ile "Tur" kelimeleri arasındaki benzerlik de bu iki ismin bir asıldan ibaret olduğunu gösteriyor. Secdegâh:ibadet edilecek yer Dîvân: Eskiden yaşamış şâirlerin şiirlerinin toplandığı kitap Rint: Dış görünüşü laübali olduğu halde, aslında kâmil olan kimse. Kurbân:Bir maksat uğrunda feda olma Nehâr: gündüz Hırâmân: salınarak, nazlanarak yürüyenler Efgân:feryatlar Sûzân:yakıcı ateş Fettân:fitne çıkaran Bünyân:Yapı, bina Zindân:Karanlık Pinhân:Gizli, saklı ( şiirde sır anlamında kullandım ) Eyvân:Köşk Nâdân: Cahil Âftâb: Güneş Mestân:Kendinden geçmişler gül-i handân: Gülen gül kâvrân: Birbirini takib ederek giden insan veya hayvan sürüsü. Kafile ve hey’etle giden yolcular takımı. Hezârân: Bülbüller Ahzân: Hüzünler Peykân:Okun ucundaki sivri demir Bühtan:İftira |
İMRENEREK OKUDUM ÖMER HOCAM
MUAZZAM BİR KALEMSİNİZ
EN KALBİ SAYGILARIMLA
şahin cahit yanık tarafından 6/21/2009 3:14:20 AM zamanında düzenlenmiştir.