bir varmış/ bir yokmuş"düşünüyorum / o halde varım" düşünüyorum beynimdeki asırlık çınarları kökünden söküp atarak açılan yaralara tuz döküp acıtarak... yürüyorum sövüp uğultulara el yordamı yalpalayarak... -sesimi kendimi sizi arıyorum hiçliğin ıssızlığında varlığı sorgulayarak...- (acep var olabilir mi insan kendi cümlesini kurmadan) ... "acı çekiyorum / o halde yaşıyorum" her düşünce bir düşe gebe umutlar doğurur kendince bu umutlardır/ gerçeğe yürürken takılıp düştüğün engebe -acının ta kendisidir gerçek eğer/ gözlerin yüreğindeyse- işte ben böylesi bir körlük içinde aslımı arıyorum uyduruk suretimi kazıyarak... ... susuyorum / o halde ölüyorum ola ki bir gün yenilmekten yorulup uğultuya uyarsam yanılıp ritmimi düzene uydurursam düzülmeyi de hayatın gerçeği sayarak savaşlara film edasıyla bakıp yok sayıp yastığıma huzurla baş koyarsam çimdikleyin ben’i ruhum terk etmiş olabilir cüssemi |
duya, göre, acıya,kanaya, düşe kalka biz olmaya devam edeceğiz...
sevgimle...muhteşem yine...
aşk daim olsun...cg