TERKİB-İ BENT
Çöllerim yalnız, dökülmez Mecnun’un sevdâları
Bahçeler sessiz, dikilmez Mecnun’un sevdâları Dalgalanmaz hislerim, mecliste yanmaz neylerim Bülbülüm şevksiz, bükülmez Mecnun’un sevdâları Bağlarımdan kor sızar hep, meyveler cansızdılar Fesleğenler mahzun, çekilmez Mecnun’un sevdâları Ummanım küsmüş, huzur bekler; gönül yükler siyah Dalgalar kırgın, yıkılmaz Mecnun’un sevdâları Çağla gönlüm, bak yetim Leylâ’m nefes bekliyor Korkular hiç yıkma, bak senden heves bekliyor Göllerim şevksiz, sesim meşksizdi; Ferhatlar yetim Yollarım köşksüz, közüm korsuzdu; maksatlar yetim Şarkı yükler, taştı sâkim, toplamış hep eyvahı Dillerim közsüz, yanak durmuştu, tâkatlar yetim Mevsimim hiç yığmamış seller, söker hep aşkları Sevgiler durgun, sedam mayhoştu, şevkatler yetim Hep Şirinsiz dağlarım, set çekti; gelmez Ferhat’ım Sallarım yanmış, kürekler çöktü; nur hat yetim Neylerim suskun, hicazlar başka mahrûsede Sazlarım yoksun, mahurlar bitti, firkat yetim Tütmesin işkence, doğsun gönle kor sevdâlarım Yanmasın eğlence, doğsun gönle nur hülyâlarım Yan Züleyhâm yan, Yusuf sevdâsı sarsın rengini Yağ Züleyhâm yağ, Yusuf hülyâsı karsın rengini Kor güzeller meşkle el kessin, siyahlar soldurup Ban Züleyhâm ban, Yusuf dünyâsı kursun rengini Gülle yansın bahçeler, bülbül salınsın her sabah Dön Züleyhâm dön, Yusuf deryâsı yarsın rengini Hasretin zor dengi yansın, közlerim dön cennete Din Züleyhâm din, Yusuf kimyâsı yorsun rengini Gözlerinden damlalar boş akmasın, tutuştur cevheri Ak Züleyhâm ak, Yusuf ferdâsı sorsun rengini Eski gözler, eski közler, siz yeşertin gülşeni Eski aşklar, eski güller, siz diriltin hep beni Aslılar doğsun, Keremler şevkle büzsün mâtemi Canda güller titresin, meşkiyle süzsün mâtemi Rıhtımım hiç yıkmasın hüsrân, denizler kur beni Ufka yangın düşmesin, gönlüyle üzsün mâtemi Martılar bulsun kızıl, sönsün günahlar, yanmasın Dilde vurgun sesle tütsün, bende ezsin mâtemi Raksedip dursun beyaz nurlar, çözüm yığsın cana Canlanıp dursun zamanlar, salda dizsin mâtemi Ey Kerem, sağ sen hevesler, özde tütsün meşklerim Bülbülüm neylerle sabâ yığ, közde çözsün mâtemi Ey aşk, ey sen can gıdam, doğdur sabahlar hastayım Bir süzül sen kalbe, bak soldum bugün, ben yastayım Kılma hicrân, tende can yak, közde ateş zemzemem Gözlerim köşk yıkmasın hiç, yapma serkeş zemzemem Leblerim bülbülle dolsun, neylerim yaş dökme sen Bahçeler sümbülle yansın, meşki bir deş zemzemem Hislerim hep nur hevenkler başlatıp dursun zülâl Kaygılar güllerle dinsin, gönle bir düş zemzemem Mihmanım hiç olmasın meltem, daim yansın bahar Handa nurdan günlerim, olmaz belâkeş zemzemem Bekliyor Pervâne kor mecliste, aşktan ver haber Leb yanarken, yağmasın hiç günde riştem zemzemem Ey güzeller, girmesin hiç kaygılar kor bahçeme Gülleyin siz cânı, aşk tütsün, varın nur bahçeme ( fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lâ tün/ fâ i lün/ ) Mahrûse: Büyük şehir, ülke, vatan Ferdâ: Yarın Zemzeme:Nağme, hoş sesim Leb: Dudak Zülâl:Saf, berrak,güzel Mihman:Misafir Belâkeş:: Bela çeken, sıkıntı içinde olan Rişte: İplik ( burada gözyaşı olarak kullandım ) : |
Ey aşk, ey sen can gıdam, doğdur sabahlar hastayım
Bir süzül sen kalbe, bak soldum bugün, ben yastayım
harika bir şiir en az leyl deki mah kadar varol ustam saygımla....