55
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
3663
Okunma


Açıldığım denizlere bıraktım acının yüzünü
uğradığım limanlarda unuttum geçmişi
kaçtığım filikalarda ağladığım da oldu belli belirsiz
ki kumdan kaleler yıkılınca üstüme
sıyırınca hayat çift yüzlü elbisesini
utanmadım çıplaklığımdan
kabuk bağlasa da yaranın en kuytusu
en çok diz/e/lerimde kanadı babamın yokluğu...
kiraz ağacından ödünç aldığım dudak kırmızısı
düştüğüm incir ağacında bıraktığım korku
ektiğim çiçekler aşkına
yâr aşkına
mis kokulu düşlerle açtı…
epey oldu uçurtmalara takılmayalı
çocuk yüzümü değişeli de çok oldu kadınlığa
küçük oyunları saymazsa düş yanımın yaramazı
hayatı topaçla çevirmeye başlayalı
nicedir döner durur eksenimde dünya
nedense
önce kuşlar terk etti aklımı…
kırık isli camlardan güneşe bakmaktı oysa yaşamak;
ay tutulurken gözlerin beyazında
sayısız yıldız saklanırdı yastık altlarına
ışığa dönen kelebeğe benzerdi yüzüm
güneş tenimi öpene kadar sürerdi bu rüya
ta ki bölene kadar yağmurlu bir martı sesi
şehir kendini yağmalayınca
mazgallara bıraktım öfkemi…
hasret; yağmur sonrası gökkuşağında renkti
ağlarken gözlerime düşen gülümsemede
en çok şiirler sahiplendi sesimdeki ebrûliyi
bir de yüreğimi bağladığım deli rüzgâr
kapıldığım sulara karışan saçlarımda uzadı sevinç
bir sunağa gömüleli hüzün denen derviş
güler oldu yüzümde aşk...
şimdi imge geçididir
her söz
her seviş…
Fotoğraf Erhan Bayladı
Yorumuyla şiire can veren anneme,
gece saçlıma teşekkürlerim ve sevgilerimle...
5.0
95% (21)
4.0
5% (1)