barutla tanışan hücre kabullenir önce teslimiyeti ete kemiğe bürünürken kurşun aceleci adımlarla yol arar damarlarında gezinen kan milat öncesi bir kavgadan yorgun düşer göz kapakların doğmayacak bir şafağı yorgan yapıp uyursun kayar yıldızları yüzünün dört mevsimin bütün iklimlerine soyunursun yaprakları düşer önce gözlerinin kanatlarına binip vakitsiz bir ecelin hangi coğrafyaya yağacağını bilmeyen bir bulut olursun
gitmediğin bir çöle düşüp kaybolursun yaz ortasında ve hiçbir nehir dindirmez susuzluğunu telaşına düşerken nabzı ellerinin yaşamın kıyısında çaresiz çırpınırsın titremeye başlarsın anlamadan vurulduğunu hiç ummadığın bir kış çöker üstüne yüreğine kırmızı rengiyle kar taneleri yağar düştükçe üşür dizleri bedeninin üşüdükçe anlamsız bir veda kaplar içini sana el sallayacak bir çift göz ararsın
can çekişir önce ten beden toprağa ruh semaya acı yüreğe karışır
yirmi yaşında bir hayal bir çocuk bir asker bir baba ölür belki de
geride çiçeklere emanet bir mezar bir ağıtla yükselen yürek sesi bir fatiha menekşesi bir sevgilinin uzunca beklemesi kalır sadece birileri ölür birileri kadere hep ölüm yazar
artık yelkovan tetikçisidir akrebin çoğaldıkça kanıksanır belki şairin dilinde bir mısra ozanın sazında ağrılı bir türkü bir annenin saçlarına kır bir babanın alnında derin bir iz bırakır
kırmızıbeyaz bir tabutla dönerken‘’en büyük’’ uğurlananlar vakitsiz ölümün cellatlarıdır hep kazananlar bir aile bir şehir bir ülke ağlama duvarına yaslanır aynı sancıya gebe kalırken tekrar edilen zamanlar
ne ölüm meleği aldığı bedenden ne de beden girdiği kefenden mutlu diyebileceğimiz! ‘’vatan sağ olsun’’
Herkes kendi yaşadığına ‘’kader’’ diyor sadece Biliyorken kendine ateş edenin de kaderini
O halde silahları gökyüzüne çevirmeli Ya ‘’Ay ve yıldız’’ları Ya da Tanrı’yı vurmalı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kurşun Asker Ansiklopedisi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kurşun Asker Ansiklopedisi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiire dün de uğramıştım hatta uzun uzuna bir anlatımla tam gönderecektim ki bilgisayarda bir takıntı oldu ve çıkmak zorunda kaldım...ama şiirden o kadar etkilendim ki sen de biliyorsun hemen hemen bütün şiirlerin etkiler beni ( hele hele böyle bir şiir de etkilemezse başka hangi şiirden etkilenir insan bilmiyorum?) bu şiire mutlaka uğramak ve düşüncelerimi paylaşmak istedim..gecikmiş olsam bile..
evet senin de belirttiğin gibi daha gencecik taptaze yaşlarında "en büyük asker bizim asker" diye davul zurnalarla göndeririz askere..kimi sağ dönerken evine kimi de beyaz kefene sarılı halinde tabutları verilir acılı ailesine..bu acılı hallerinde bile "vatan sağolsun" ya da kader böyleymiş deyip şehit oldular demezler mi hayret ediyorum doğrusu..evet vatan yaşıyor zaten ama çok ta mezarlar kazılıyor bu arada..zaten askerlik görevi neden yapılıyor anlamış değilim..benim için askerliğin cezaevinden bir farkı yok...bu gençler eğitiliyor mu şimdi ya da vatana hayırlı evlatlar mı yetiştiriliyor?..yani bu eğitimi anne baba veremeyecek mi çocuklarına, dayaksız..küfürsüz?..ha işte eskiden askerliğin zorunlu bir hizmet ve eğitim merkezi olduğunu düşünürdüm hep..şimdi ise biliyorum ki savaş için..kan dökmek için..birbirini öldürmek için dönen kirli politikalar hepsi ve bu gençler de uğruna verilen canlı kurbanlar..
ben şahsen askerliğe karşıyım..bu benim düşüncem..ve ben bu düşünceyi savunduğum için kimseye kalkıp ta hesap verecek değilim..herkes istediğini düşünüp, hiçbir baskı altında kalmadan hür ve özgür konuşabilmeli..karşı görüşü savunanlar olacaktır mutlaka ama böyle düşünenlere de saygı duyuyorum..ve aynı saygıyı onlardan da bekliyorum..
karşıyım çünkü savaşlara ve kan dökülmesine karşıyım.. karşıyım çünkü baştakiler ve oğulları hanlarda köşklerde rahat rahat uyurken ve çürük raporu alıp yurt dışında okurlarken; diğer gariban gençlerin yaşam mücadelesi vermesine ya da mecbur kılınmasına ve ölümlere gönderilmesine karşıyım.. baskıya..şiddete..mecburiyetçiliğe karşıyım.. nerde kan dökülüyorsa..nerde savaş varsa..nerde insan ölüyorsa..nerde yakılan ağıtlar..feryatlar..gözyaşları varsa; bu ortamı oluşturan ve zemin hazırlayan her türlü sisteme ve kirli politikalara karşıyım..
neyse CAN niyetim kafa ağırtmak ya da tartışma ortamı yaratmak değil..kavgaya dönüşen kırıcı ve yıkıcı söylemlere de karşıyım açıkçası..dünkü yorumumda abimlerin birkaç askerlik anıları vardı yazmıştım..bu yorum da uzun uzuna olunca tekrar yazmaktan vazgeçtim..neyse o anıları bende sıcağı sıcağına kalsın..başka sefere belki..
duyarlı yüreğini ve emeğini kutluyorum...her daim sevgimle...
şiiri defalarca okudum ve baştan sona beğendim... ölüm teması ve acı gayet güzel işlenmiş ama son bölüm kafamı karıştırdı yani "vatan sağolsun" ibaresinden sonra gelşen kısım ay yıldz bizim bayrağımız ne demek ay yıldızı vurmak haa bana gelip diyeceksiniz belki ne olursa olsun kimse ölmemeli diye evet keşke kimse ölmese ama malesef bu ülkede hala kan kokusunu kokuların en güzeli olarak algılayan bir grup var ki onlar çoluğuyla, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla bir halkı kullanmaktan çekinmezler... kan dökerler beyin yıkarlar dağ bayır demez nifak sokarlar yanlşsam yanlış dersiniz ama o silahları bayrağa çevirmek ibaresi hiç şık değil... insan ne için yaşar? hangi kutsal değerler için yaşar? vatan, bayrak, marş, dl, din vs vs... o bayrağın rengi kırmızıysa elbette uğruna dökülecek kanlar da helaldir... ......
böyle düşünüyorum okuyucu olarak algıladığım buydu yanlış anlamışsam ki yanlş anladığımı sanmıyorum eleştirim için özür dilerim ama
evet o silahlar çevrilmeli gökyüzüne değill ama bunda ne bayrağın ne de tanrının suçu var...
kimse yirmi yaşında ölmeyi haketmez ama şehadet de bir mertebedir ve belki de en büyük yerdir ulaşılabilecek... burası TÜRKİYE ise ve bayrağımız ay yıldız ise onu savunanlar bu mertebeye ulaşabilecektir... başkaları değil......
hiç bir zaman göz boyama amaçlı yorum yapmadığımı ilk olarak senin bilmen gerekir, çünkü dediğin gibi hem msn listende hem tel rehberinde kayıtlıyım ve sana değer veren biriyim
düşüncelerini bilmesem, seni tanımsam zaten yorumum daha ağır olurdu. burada beni tanıyan hiç kimsenin bu yorumum sebebiyle beni üst düzey makamlara getirmeyeceği de aşikar olsa gerek...
ben şiirdeki duyguya bir şey demedim faik ki belirttim çlüm tmasının gayet güzel ifade edildiğini... ama ne olursa olsun ister şiir yazayım, ister öğretmen olayım, ster okumuş olayım hiç biri sorun değil benim de herkes gibi hassas noktalarım var, çizgilerim var... neden türk bayrağı imgesi? dikkat ettinse sadece buraya takıldım ve bunun üzerine yorumumu yaptım...
ölenler, kalanların tahribatı vs vs evet bunlara lafım yok ki zaten söyledim gayet başarılı olduğunu da ama neden bayrak imgesi? neden o kurşunlar bayrağı hedef alır? ben kariyim, sen şairsin okuduğumda anladığım buydu ve beni cahil, bilgisiz,iyi eğitim görmemiş, kendini geliştirmemiş vs vs eleştirmen açıkçası incitici... duygularımın düşüncelermin çoğunu bidiğini sanıyordum ama şu da var evet öğretmenim ben her gün defalarca o bayrağın önünde duruyor, her pazartesi onun önünde marşımı okuyor ve binlerce çocuğa onun taşıdığı anlamın önemini anlatıyorum böyle bir ibarenin beni incitmiş olması y da aklım karıştırmsı son derece doğal değil mi?
bunun için bana bu kadar saymana ya da yazıklar olsun demene gerek yoktu o dizelerdeki hissettiğin manayı açıklayabilir ve benim - pardon faik özür dilerim yanlış anlamışım cümlemi duymayı bekleyebilirdin... yanılıyor muyum? sevgiler
şimdi bunu yazan beni tanımayan ve düşüncelerime yabancı biri olsa açıklamalarım mutlaka daha uzun olurdu..ama bu yorumun sadece popilist bir yaklaşım olduğunu... vatan yada ülke sevgisinin sadece nutuk atmaktan ibaret olduğunu savunup günlük yaşamlarında kafasını kuma gömen vurdumduymazları oynayan okumuş ama cahil bir kafa yapısı olan insanların satırlara yüklemeye çalıştığı bilinçaltındaki gelenekçi çürük zihniyetin yaklaşım tarzıdır.. yazan arkadaşın hem msn adresinde hem telefon rehberinde olan bir kişi olarak bu yorumun buraya asılması sadece göz boyamadır....bu ülkede pek çok kişinin baş vurduğu ve bu yolla üst makamlara geldiği zavallıca bir düşünce biçimidir...
kaldı ki şiirde bahsi geçen kelimelere gelince..arkadaşın öğretmen olması iyi bir tahsil gördüğünü ve kendini geliştirebildiğini göstermez..felesefe denilen düşünce biçiminden zerre kadar bilgi sahibi olmadığı aşikardır..zira..satırlarda geçen kader olgusunun insanlar üzerinde ki etkisi ve mecburiyetinin dayattığı etkenler geçmeketedir... şiirin ilk bölümünde ölüm tamasının an be an gerçekleşmesini ve yarattığı şoku acıyı daha net fade edebilen bir şiir daha yazılmamıştır belkide.. kısa paragraflara sığdırılan satırlarda ise ölen gençlerin yani askerlein geride bıraktığı tahribatlar yer almaktadır ki...buda bu ülkeye ve askerine verdiğimiz önemin apaçık gçstergesidir...
diğer bölümlerde aynı şekilde oynanan kirli oyunların figuranları olarak ölümleri ve savaşları nasıl kanıksadğımız ve kabullendiğimizdir ki..siz bu düşünceyle sadece olayların tetikçisi kalabiliyorsunuz..
şiiri açıklamak benim tarzım değildir ama cahile yol göstermek benim tebesümüme sebebiyet verecektir...
geride çiçeklere emanet bir mezar bir ağıtla yükselen yürek sesi bir fatiha menekşesi bir sevgilinin uzunca beklemesi kalır sadece birileri ölür birileri kadere hep ölüm yazar
ay ve yıldız'ı vurmakla değil onlara uymakla ancak kurtuluşa ereriz...
ya içimizdeki tanrılaşmış nefsimizi vurmakla işte o zaman olur
yirmi yaşında bir hayal bir çocuk bir asker bir baba ölür belki de
geride çiçeklere emanet bir mezar bir ağıtla yükselen yürek sesi bir fatiha menekşesi bir sevgilinin uzunca beklemesi kalır sadece birileri ölür birileri kadere hep ölüm yazar
ÇOK GÜZEL VE USTACA BİR ANLATIMDI KALEMİNE VE YÜREĞİNE SAĞLIK DOSTUM SAYGILAR...
evlat... içim kanayarak acıyarak okudum düşündüm...düşündüm okudum... haykırdığım ya da sustuğum her şey...
ama bu vatan bu güzel insanlarımız yıllardır gözyaşıyla yuğunuyor... tekel belli...amaç belli...tezgah belli... benim, tüm umudum sen gibi aklı başında genç nesilde...
biz köşe başını adımlarken bir bombanın içinden, bir parça çivi kanacalanır göğsümüze... ansızın yığılırız kalbimizden bir pompalanmış kan hızı... sonra ecelin o kahpe yüzü düşer yakamıza...şakağımıza buzdan bir namlu. ölü çocuklarımız...
sabrı dikenlenmiş sınır boyu tel örgüzü gibi...
nereye baksan ölüm nereye baksan soğuk... ve ölümler sıradan bir musallat... tanrıda ayda yıldızda bilir ölümün havarını...
öte diyarların acısı bizim bağrımızın acısı her yanı kurşuna belenmiş bir ölüm atlası kaç anne günahkardır cennet ayağının altındayken olan onlara olur her kurşun sesinde
söyleyecek o kadar çok söz var ki gözleri acıyor artık toprağın ağıtlardan
sahi şair gün gelir yamacımızda çiçekler açar değil mi? her zamanki gibi iyi bir şiir yolun açık olsun hep sevgim ve saygımla arkadaşım...
Faili meçhul denilince en çok aklıma gelen maalesef onlar.Kim mi onlar vatanı milleti bayrağı için ölebilenler.Evet bu millette bu ruh var lakin insan sormadan edemiyor reva mı bunca cana reva mı bu millet bu acı çekme mahkumiyetini yaşamaya mecbur mu? Kimi ana dağa çıkana yanarken kimi ana şehit düşene yansın .Maalesef ki kirli oyunlar neticesinde gerçekleşen hemen hemen her ilçe ve köyde hicranı taşınan ana yüreğine kor baba ciğerine köz düşüren bu acı yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecek gibi gözüküyor.Düşünüyorum şimdi görev yaptığım bir okula adı verilen bir şehidimizi.Nereden bilirdi Bingöl de can vereceğini vatanı uğruna.Anası babasının halleri ya ağabeyi herşeye rağmen vatan sağolsun modunda duruşları.Lakin o genç ah içimde figan koparan asil vatan evladı.Şiiri okurken esasında şairin meseleyi çok geniş bir perspektiften aldığını görmemek mümkün değil.Esasında dünkü bir mesele de değil bu mevzuu.Bu mesele çok su götürür. Bu değerli eserin şiirsellik boyutu çok nefis Gerçeklerin bu kadar harika bir anlatımla sunulmasını büyük bir hayranlıkla izledim şiirde.Bu gerçekten şiir gibi şiiri kahrolarak ve içim acıyarak okudum .Değerli kardeşim katıldığım yerlerin ağırlıkta olduğu bu şiir için tebrik ederim.Yirmisinde bence faili meçhul yine yirmisinde kandırılmış bir sürü genç esasında nasıl bir oyunun içinde olduğunu bilemeden gidiyor.Her şerefli memleket evladı vatanını herşeyden aziz tutar ve bu bilinçle şehit düşer Erlerimizi elbette rahmetle anmalı.Ancak kendimize bu şiirdeki vicdani seslenişi hatırlatarak meseleyi çok yönlü düşünmeliyiz.Saygımla...
Her harfine katılıyorum kardeşim yazdıklarının .Bu nefis eseri okuma fırsatı verdiğin için çok çok teşekkürler.Emek işi bir şiir.Çalakalem değil yazdıkların yolun bahtın açık olsun.Sonsuz saygılarımla...
en kötü şey sanırım yaşanan dramı yada ölümleri kanıksamaktır.bu duygu ileri de yaşanacak bir dramında tetikçisi ve uygulayıcısı olacaktır. bugün ırakta hergün otuza yakın insan ölüyor ama artık öyle alışmaya başladık ki..sanki çarşıdan hergün gidip ekmek alıyorsun..sana biir şey ifade etmemeye başlıyor bir süre sonra..oysa çevrence ölen birini günlerce unutamıyorsun..ateş düştüğü yeri yakar sadece..ama bu öyle durmadan sıçrayarak büyüyen ve ilerleyen bir alevki suskun kalan her bireyi içine alacak ve canını yakacaktır.. biliyoruz ki bir insanı yirmi yaşına getirmek çok kolay değildir..öyleyse kaybetmek te kolay olmamalı.. herkes insani boyutlarının muhasebesini yapsın ölmeden..vicdanının sesini dinlesin.
düşünceleriniz ve emeğiniz için tşk.ediyorum hocam.. çok sağolun
neyi kime serseniş ediyoruz... susturamadık yıllardır nifak sesleri sözleri... kardeşiz biz...genlerimiz dna'larımız her şeyden önce kanımız canımız ciğerimiz bir.... ne kurşun isterim ne de ölümün bu kadar net anlatımını.... artık uyanıp kendimize gelmekdir derdimiz....
kardeşim yüreğine sağlık,kalemin daim,yolun açık olsun.... selamlarımla.....
Hiç bilmediğim bir yıldızı sardı toprağa o eskidikçe ben öldüm,,, ateşten çıkan ne çok yıldız düşürdü gök bilemezsin... henüz çizilmemiş resmin objektifinden yansıyandı adına 'kader' deniyordu...
gün gelirde dönerse zaman, adına beşer beşer yazılacak olan... 'barış'ın sevdası olacak zaman... gök kan damlatmayacak yeryüzüne
Buraya gelsem de hatta başka yerlere gitsem de ben hala diğer şiirdeyim. Ve uzun zaman böyle kalacak da bilirim. Kendinle konuşabilirsen o senindir tapuda başka ad yazsa bile o senindir. Böyledir yüreğe dökülen her nağme için görüş dediğim.
Bu şiirde konuşamayacağım. Bilirsin bizim belamız gibidir bazen belki de en derin ve hiç kapanamayacak yaralardan.
Ama gönül rahatlığıyla ve hiç şüphe taşımaksızın diyebilirim ki;
sana el sallayacak bir çift göz ararsın.....(en çok burda kaldım) şiir ne anlatır? ülkemizde uzun yıllar devam eden kirli ve çok tanrılı bir savaşın ne galibi belli ne mağlubu. birileri yukarda oyunlar oynuyor ölenlerin üzerinden. ölenlerin hikayeleri oluyor ellerinde bir de ağıtları. haa bir de medya ya haber bolluğu.
O halde silahları gökyüzüne çevirmeli Ya ‘’Ay ve yıldız’’ları Ya da Tanrı’yı vurmalı
biz yinede birbirimizi kardeş bilmekten vazgeçmeyelim. bu şiiri okurken yaşadım aynı zamanda... bunun için teşekkür ederim sevgili Faik.
silahları çevirin gökyüzüne... lakin bağlayın gözlerimi... sorumlusu olmak istemiyorum bu bitişlerin namlunun ucuna takmışken onlar beni acele etmeliyim yükselmeden sesleri.. inandığım gerçek aşkına yaşadığım sevda aşkına bekleyenler gelmeyenler hiç gelmeyecekler aşkına ya vurun beni ya da vurdurun kendinizi... inancım boğulmadan acılar soğumadan bağlayın gözlerimi... ben kirleteyim sizi... . . .
evet senin de belirttiğin gibi daha gencecik taptaze yaşlarında "en büyük asker bizim asker" diye davul zurnalarla göndeririz askere..kimi sağ dönerken evine kimi de beyaz kefene sarılı halinde tabutları verilir acılı ailesine..bu acılı hallerinde bile "vatan sağolsun" ya da kader böyleymiş deyip şehit oldular demezler mi hayret ediyorum doğrusu..evet vatan yaşıyor zaten ama çok ta mezarlar kazılıyor bu arada..zaten askerlik görevi neden yapılıyor anlamış değilim..benim için askerliğin cezaevinden bir farkı yok...bu gençler eğitiliyor mu şimdi ya da vatana hayırlı evlatlar mı yetiştiriliyor?..yani bu eğitimi anne baba veremeyecek mi çocuklarına, dayaksız..küfürsüz?..ha işte eskiden askerliğin zorunlu bir hizmet ve eğitim merkezi olduğunu düşünürdüm hep..şimdi ise biliyorum ki savaş için..kan dökmek için..birbirini öldürmek için dönen kirli politikalar hepsi ve bu gençler de uğruna verilen canlı kurbanlar..
ben şahsen askerliğe karşıyım..bu benim düşüncem..ve ben bu düşünceyi savunduğum için kimseye kalkıp ta hesap verecek değilim..herkes istediğini düşünüp, hiçbir baskı altında kalmadan hür ve özgür konuşabilmeli..karşı görüşü savunanlar olacaktır mutlaka ama böyle düşünenlere de saygı duyuyorum..ve aynı saygıyı onlardan da bekliyorum..
karşıyım çünkü savaşlara ve kan dökülmesine karşıyım..
karşıyım çünkü baştakiler ve oğulları hanlarda köşklerde rahat rahat uyurken ve çürük raporu alıp yurt dışında okurlarken; diğer gariban gençlerin yaşam mücadelesi vermesine ya da mecbur kılınmasına ve ölümlere gönderilmesine karşıyım..
baskıya..şiddete..mecburiyetçiliğe karşıyım..
nerde kan dökülüyorsa..nerde savaş varsa..nerde insan ölüyorsa..nerde yakılan ağıtlar..feryatlar..gözyaşları varsa; bu ortamı oluşturan ve zemin hazırlayan her türlü sisteme ve kirli politikalara karşıyım..
neyse CAN niyetim kafa ağırtmak ya da tartışma ortamı yaratmak değil..kavgaya dönüşen kırıcı ve yıkıcı söylemlere de karşıyım açıkçası..dünkü yorumumda abimlerin birkaç askerlik anıları vardı yazmıştım..bu yorum da uzun uzuna olunca tekrar yazmaktan vazgeçtim..neyse o anıları bende sıcağı sıcağına kalsın..başka sefere belki..
duyarlı yüreğini ve emeğini kutluyorum...her daim sevgimle...