KARBON KAĞIDIYLA YAZILANGün aşımı sohbetlerin arasından sıvışarak Konsomatris yalnızlığın koynundaydık Son nefeslerimizi orada alıyorduk Karşılarken güneşi buğulanmış bakışlarımızla Varamıyorduk farkına üzerimize sinen kokunun Kir pas kan karışımından oluşan. Saf değildik sevgili Temiz değildi avuçlarımız Ucube yalnızlıkların koynundan Terli vücutlarımızı paklamadan kaçışımız En büyük kanıttı sefaletimize Anladık sevgili anladık Kavurucu değil yıkıcıymış varlığımız Anladık . Işıklı pavyonun karanlık masalarında Yudumlarken rakımızı birkaç ayyaşla Düşüncesizliğimizin kadranına düşen bir benlik Devşiriyordu birlikte yaşanmışlıklarla Anımsatıyordu hüviyetsizliğimizi Anlatıyordu gerçeklerimizi Anlıyorduk sevgili Anayurdumuz yüreğimiz Anadilimiz sevdam(ız) Bu yalnızlıkların koynunda göçebeymişiz. Karbon kağıdıyla yazılmış hayatlarımız Bundandır avuçlarımızın aynı anda terlemesi Aynı anda karşılamamız güneşi Aynı şişelere doluyordu yalnızlıklarımız O yüzdendi birbirimize bu denli benzememiz Karbon kağıdıyla yazıldı hayatlarımız İkimiz aynıyız aynıyız ikimiz. Neden sustunuz söylesenize Sen değil sevgili ben değil “O” Mayası yanmış gibi etrafımızda dolanan “O” O yani “BİZ” Biz yani yalnızlığımız Neden sustunuz söylesenize Nutkunuz mu tutuldu tenimize sinen sevdayı görünce Unutmadık unutur muyuz sizi sizce Özenle katlayıp koyduk şifonyerde bir göze Yeni bir terk edilişlerde Gevrek gülümsemenize maruz kalmayalım diye Gelen bahar mı yoksa sen miydin Açan ben miydim yoksa çiçekler mi Aylardan nisan geldi bahar Derin kıyılarda mürekkep balıkları Boğazda yakamozlar Sofrada rakı ve kalamar Çatlak akvaryumlardan sızıp giden düşler Ve sen Ve ben Sen ben Karbon kağıdıyla yazılmış yaşamlarımız Aynıyız ikimiz ikimiz aynıyız. Selçuk ERKİ |