bir zaman hatası
soyunup çırılçıplak bir yanlızlığa
bürünmek bir sürüngen gibi soğuğa aldırmadan yeni sözlerle savunuyorum kendimi haklıyım uzun süredir haksızlık karşısındaki taraf tutmalarım aklım fikrim ucuz kelime oyunlarında konuşabildiğim kadar özgürüm sesim anahtarı gibi çaresizliğin zaman hatalarından yoruldum şimdi hazırım varlığına yokluğunla terbiye edildikten sonra hani olur ya bazen zamanı geriye alsaydım derken alamazsın sadece hayalini kurarken şimdiki aklım olsaydılarla başlarken konuşmaya şimdiki aklın bir halta yaramaz geçmişi değiştirmek için sonra gelsenlere bağlanır cümleler sen gelmezsin yola çıkmayı istemekle yola çıkmak aynı değildir ertelersin olabilecekleri olasılıklara bağlarsın ucuz ülkelerin fakir insanları gibi her gece zengin olmak hayalleriyle küf kokulu rüyalara dalarsın kanmak ne güzeldir bir bahar günü yalancı güneşin sıcağına açılır yaprakların solmayacak gibi yeni bir yanlızlığa soyunduğun gibi girerken soğuk toprağın koynuna şimdiki aklım olsaydı’lara geri dönerken ne çok keşkeler sıralanır aklında ne çok ağlamak üşüşür gözbebeklerine ne çok sen değilsindir artık aradaki farkı ödesen üstüne eklenmez yaşadıklarının ne çok değişmiştir artık gelsen olacaklar gelmezsen kaale alınmayacak bu günahkarlık hicbir tanrı katında mübah sayılmayacak bu aklınla o yaş bir daha yaşanmayacak o, koynunda uyanılan sabahki kadar bir daha hiçbir sabah mutlu uyanılmayacak... |