FISILTILARDAN
bak duyuyor musun …
şimdi kapıdan girdiğimiz anda, bu şarkı neler söyleyecek benden sana dinlemeni istiyorum sonuna kadar, bitince gideriz bakmadan arkamıza bu gece biraz alaturka olsun, hani bol rakı, dumanlı efkar dertleşir gibi söyleyemediğim ne kaldıysa sana, işte hepsini birden söylüyormuş gibi beğeneceksin biliyorum, hep isterdin ya salaş bir meyhanede bir gece felekten kartımızı geri alırcasına gizlice ve yaşayacağımız gönlümüzce. ** işte öyle bir gece, nasıl hoşuma gidiyor bir bilsen, mantonu almak sırtından ve sonra izlemek, saçlarını düzeltmeni ensenin arkasından bakarken gözlerinin içine, o çok sevdiğim ellerini almak avuçlarımın arasına ve ardından bastırmak, mürekkebi taze sevdamın ortasına işte öyle bir gece, ilk kadehin sonrası çakır keyif, bilirim düşecektir dirseğin masa üstü çok mu hafif yoksa sebebi midir aç karnına içtiğin bekleyelim biraz canımın içi, neredeyse doyurur çocukluğumuzdan başlayarak bugüne gelmelerimiz, tüm yaşadıklarımızı peş peşe sıralarsak -- çok mu açmışlar hoparlörleri, söyleyelim sesini biraz daha kıssınlar….. işte öyle bir gece, ısınır gibi yaşama yayılmış yangınında günlük kıvılcımların soluk almaya benzer ama sesi perde ardına saklı çığlıklarımızın güneşi her kucaklamamızda yeniden körüklenirken ateşimiz gülümsemelerde umudu böylesine yeşil tutuyoruz işte yürekteki gizli bahçelerde işte öyle bir gece, dışarıda kopan fırtınalar ve siren seslerinden uzak, unutarak sancılarımın izini fona oturmuş bir şarkı içinden fısıldadım sana, sanki bilmediklerini hiç hoşuma gitmese de tutmak mantonu giymen için, gitmeler takılıyor aklıma ve izlemek duvara düşen ıssız gölgemi, şimdi değilse bile biraz sonra ** bitmedi ama, artık kalkalım dersen … soğukta sokak lambasının altında, birden tek başına çıkar karşıma gölgem nerede kaldı o şarkı derim, hani kulaklarım, ellerimdeki sıcaklığı bilmesem ah bunu anlatıyorum sana sevdiğim, şarkı söyler gibi her aklıma geldiğinde kokusu deniz ilk duvarın ardına dalar gider gözlerim, öyle bir haldeyim işte yani sürekli maceraperestiyim, ismini bile bilemediğim bir başka gezegenin ve ağır hasrete kelepçe inancımla, seninle dalga boyu içindeyim bu geminin |
dışarıda kopan fırtınalar ve siren seslerinden uzak, unutarak sancılarımın izini
fona oturmuş bir şarkı içinden fısıldadım sana, sanki bilmediklerini
hiç hoşuma gitmese de tutmak mantonu giymen için, gitmeler takılıyor aklıma
ve izlemek duvara düşen ıssız gölgemi, şimdi değilse bile biraz sonra
Oldukça uzun, hatasız cümlelerle, rahatça iç dökebilmek, hayal ederek tüm güzellikleri ve şiirleştirebilmek korkusuzca düşünceleri, en çok sizi hatırlatır.
Kutluyorum.