4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3406
Okunma
Ve kapandı kapı son kez
Sessiz bir hoşça kalla
Kesildi kolları umudun / yürekler magma
Ardından söndü feri hüsranlı bakışların
Soldu düşlerde ki gizemli karanfiller
Sığınaksız bir serçeyim kanatsız
Gözlerimde teskinsiz korkular
Az sonra çarpar duvarlara yankılar
Örtünce karanlık üstümü
Sürrealistliğinle
Koparıp gittin ciğerimden payını
Kırıldı artık dudaklarda gülüşler
Gamzeler de tuz yanığı
Adı kedermiş / yalaz mı yalaz
Alında kader ağı
Ruhta dil bağı
Bilir misin?
Yok oluştur sessizce uğurlamak meçhule
Adı konmayan bir felaket
Bu terki gidiş / ah leyli
Yoldursun saçları şimdi
Yoldursun tek tek!
Ah aylardan üryan şubat
Karını yağdın gittin üstümüze umarsız
Mart desen daha ilk günden uğursuz
Artık şiir getiremez turnalar
Arşivlendi prangalı mısralar
Diyar diyar
Kayıtsız, yanıtsız, kementsizdir bu gidiş
Uçtu ellerimizden cancağız yitiklerimiz
Avutur mu bizi bu frengili zaman?
Ah leyli, yutkunamamaktır pişmanlık
Şimdi merhemsiz kaldık
Gittikçe derinleşecek yaralarımız
Dedim işte diyeceğimi
Günahkârsın; Kaygısız, tasasız gittin
Yanıltarak!
Şimdi zaman dursun biraz
Dinlensin biteviye ruhlarımız, dinsin öfke
Gönüller dargın, gözler dalgın, hüzünlü kalsın
Yüzler çokça soluk ve soğuk ve ıslak
Haksızlık bakışlardan pay alsın
Az sonra diner belki dallarımızı kıran fırtına
Kader diyip bükeriz boynumuzu
Artık sır olur ne varsa yaşanılan
Sinmesin bu yangının isi
Rengi gül pembe odamıza
Şimdi susmak anı
Kapayıp gözlerimizi dinlemek
Derinlerden sızıp gelen ezgimizi
Oysa çıkartmıştık takvimlerden hazanı
Fena vurdu bu yanılgı zeytin gözlüm
Şimdi sessizce ölme zamanı
05 / 03 / 2009 / N_Erol