25
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3048
Okunma
sonsuz sürgünündeyiz
soluğumuz soluğunda
şimdi, en tanıdık yerindeyiz hayatın
gülecekken güzellikler adına
gözlerimize sığmayan hüzünler unutulmuş düşler kadar uzun
yüreğimiz kan gölünden bir derya
katil suratlı duygularla erkeklik saltanatını büyütürken
ve yükselirken şöleni omuzlarımıza dek
içimizde idama yargılı binlerce umut
kanatlarında kurşun yarasıyla
içinde duvarlar çökerttiğimiz, gözlerimiz düşlerimizin çığlık yeriydi
cesetler soğudukça biz kanadık, hiç durmadan kanadık
kanlı bir destan olduk sonunda
ellerini hiç çekmedi yakamızdan
dişleriyle sarılışını, içimizi yaralayışını söyleyemedik
diyemedik acının dile gelmişliğini
çorak toprağa tohum salmak mıdır yaşamak
ey yüreğinin sokaklarını adsızlığıyla süsleyen
üst üste yığılan dertlerden kadınlığını besleyen annem
en doğurgan yanınla sen söyle
insan yerine konulmamışlığın gölgesinde başını eğerken
ve okyanus sessizliğin rıhtımında yalnızlık büyütürken
hayat hiç çatlamayan bir tohumdu suskun dilinde
sen söyle anne
çekip sancısını günlerce
bir tutam sevince yaklaşmanın ne demek olduğunu
cehennemin ortasında yorgun argın
nar dudaklarında çıkışı yasaklanmış bir sesti özgürlük
her akşam bedenini gül diye bıraktığında yatağına
parçalanan yüreğinle
sen söyle
acıların kara sözlü tanıklığında
her yolun sonu tükeniş oluyorsa yalnızca
susma anne
dök gözlerindeki kızıllığı toprağa
tohum olup seni bekleyeceğim
duysun egemenlik asil bir sevdanın doruklara vuran sesini
her damlanda bir nehir
her hıçkırığında bir okyanus doğsun
ağla utanma
onlar da bilir
biz de biliriz ki
adımız dillerde hiç çıkmadı insana !
08 / 10/ 2009 / N_Erol
Şiirimi güne taşıyarak beni onure eden tüm kurul üyelerine teşekkür ediyor ve saygılar sunuyorum. Ayrıca, şiire değer verip, kıymetli zamanlarını harcayarak, şiirimi okuyup yorumlayan bütün dostlara ve şiirime ses olan sevgili Kalimeraya içtenlikle teşekkür ediyorum.
Saygılarımla