SARI GELİN...
Sarı saçlı mavi gözlü
Kıpçak beyinin kızı... Adı soğuğunda türkü memleketimin Yüreklere kazınan... Sarı gelin hüzün Sarı gelin destan Sarı gelin hicran yazmış çağlarda... Çoruh’un kıyısında süzülen kuğu gibi Endamı güneşi kıskandıran Aya gölge düşüren dilber.... Yasak bir kıvılcımın ürkek güvercinleri Buruk bir sevdayla çırpınır yürekleri Erzurumlu delikanlı alnına sevda diye yazdığı Çoruh ırmağının asude kuğusu, nazlı ceylanı... Gönül vermiş düşleri birbirine Sözleşmiş gözleri gün yüzünde... Lakin geçit vermez Kıpçak beyi İnkâr sayar gününe Yakıştırmaz kızına maraba saydığını... Nihayet karar verip dağlar boyu kaçarlar Delikanlı ve sarı kız gözleriyle çağlarlar... Yasak belki günahsın Ama konuşmasak ta çağlasa yüreğimiz Yankılansa şahin gözünde akislerimiz... Seni yar diye sığdırdım yüreğime Canımın içinde özge canan diye sevdim... Yüreğimin darlığıydın Sensiz vakitlerimde Gülüşüne pervaneyim ey dilber Sen ağla mutluluktan Ben vurulup öleyim, Şahin gagasında aşk şehidi, Ya da gül teninde tebessüm kızarığıyla gamzeyim Düşümün sarı kızı Ben ayakaltında sergiyim Ne olur gitme düşlerimde kal emi... Yol alır yüreğin ağır tınısı Sunasına sızıyla dökülür Divit-kaleme sarı gelin diye düşer derdini... Eyvah!!! Koca dağın eteğinde izlerine rastlar Kıpçak beyi İki serçe bakışlı Güvercin yürekli sevdicekler Sıkı sıkı sarılmış biçare Dimdik ayakta ,meydan okurcasına Bir ses kopar seherde Yankılanır yücede Çırpınışları duyulur ağıtlı şahanların Ve Vurulur delikanlı Düşer Sarı kızın ayak altına Mırıldanır fısıltıyla ağıt gibi aşkını... Son nefeste Allah-ü ekber der... Dağ adını delikanlıdan alır Ve Allah-ü ekber dağları diye anılır... Tınısı Erzurum’u destan destan yayılır... Yetmez! yurdun her tarafında yankılanır Sarı kıza ağıtla... Çocukların dilinde Ninelerin öykülerinde Gençlerin birbirine "suna yar" dedikleri Asıl’ı yaşatan Sarı gelin Dökülmüştür bir kere dertlere kazma sallar... İşte sarı gelin yanık sarı yürekle... Sıcakta soğuk yazar Gönülde acı akar... "Erzurum çarşı pazar leylim aman aman sarı gelin... İçinde bir kız gezer ay nenen ölsün sarı gelin aman suna yârim... Erzurum’da bir kuş var leylim aman aman sarı gelin... Kanadında gümüş var ay nenen ölsün sarı gelin aman suna yârim... Elinde divit kalem leylim aman aman sarı gelin... Katlime ferman yazar ay nenen ölsün sarı gelin aman suna yârim... Palandöken güzel dağ leylim aman aman sarı gelin... Altı mor sümbüllü bağ ay nenen ölsün sarı gelin aman suna yarim... Vermem seni ellere leylim aman aman sarı gelin..." Not: Bu şiir sarı gelin türküsünün gerçek (yaşanmış) hikayesidir.... |
Arif Sağ başta olmak üzere, Yavuz Bingöl ve bilumum türk(ü) bozucular üzülüp kızacaklar ama gerçeği böyle...
Ha bir de! Yılmaz Akkoyunlu, Salkım Hanım'ın saçılmış taneleri...
Şiirleriniz çok değişik, siz güzel hece de yazabilirsiniz? Oryantik şark(ı) veya Olsidentik gazel karışımı imgeler serbestisine rağmen....
Esenlikle değerli Karadağ...