Gark-ı Sevda...
İncinirdi düş
Yıldızlar kaydıkça Tedirgin ağlardı bulutlar Öfke kusunca akşam, …….zamanda asılı …. …….öksüz kalmış sözlere…… Direniyorum akşamın gözlerinde Kan kırmızı şafak abaküs ellerimde Dili lal olunca yüreğin, Uğultuyla dağılır boncuklar Zıvanadan çıkmış siluetin İç hesaplara düşünce… Bir sigara dumanına meyleder kalbim ……..gark olunca soluklar….. Özgürleştikçe hüzün Tenhalaşır gece Yıldızlar kayar bir bir …….Usul usul ….. Yağmurdan gölet ruha… Tek başınalığı Tensel düş kırıklığına Soğuk bir cemreyle düşer, Acı kokar hüzün Geceye ıslak bakar yüzüm… …….boynu bükülür umudun…… Hasmım olur yalnızlık……. ……….izbe gölgeler düşünce şakağa…. Puslu gözleriyle şehir Nasiplendikçe hüzünden Tavlanıyor bulutlar Yağıyor durmadan, Kuşluk vakti yetilerime… …..siyahı gamze yaptıkça beyaz…. Yüreğe iliklenir o vakit ayrılıklar… Telaşı başlar gecenin… Kozasından çıkacak yeniden pişmanlıklar… |