Ölümsüz aşkNe gizler barındırır gözlerindeki bu sevda öpücüğü bu sıra sıra olmuş ağaçlardan kopan gölgeler ve inadına seni sevmenin güzel yanı hangi mevsime kucak açmış bu güzelim doğa içinde kapalı kaldığım bir küçük odadır bakışların sorsam kim cevap verebilir ölümsüz aşkıma kim benim gibi sevebilir insan değil midir birbiri ardına bekleyen arsızca bir başına yalnızlığa adanmış bir çocuk gibi eski fotoğraflara bakıldığında özlenen ancak zamanın en bıçak sırtı yitirilmişliği bak ardına dönüp usul bir serinkanlılıkla kaç çitlembik tadında aşka yürüdün asi yüreğinle şehir tüm sessizliğiyle ne zaman ağladı karşında meydanlarda dolaşan mutluluğun oldu mu hiç elinde kimseyi takmayan o sarhoşluğun serinliğiyle naralar attın mı sokakların ıssızlaştığı yere aklımda sönmüş yangınların çürümüş kokusu dilimde yalnızca senden armağan bir aşk tadı vakitler dur durak bilmeyen o çıldırmış vakitler ve zamanın anılara kalem tutan içli günlüğü her gün ellerinde ölümsüzleşen aşkıma gözlerinin efsunlu kefaretiyle yeni bir özgürlük yüklüyorsun çilek tadında gözlerin f tipi cezaevi duvarlarında umut müebbetim olursun kirpiklerine dokununca yüzüm ne suçumu söyle ne bedelini üfür kulağıma özgürlük gözlerinde yattığım yerdir ödüldür ölümsüz aşkıma |