TÜRK TARİHİNDEN DAMLALAR 15
Bir ağaç dökmüştü hep yaprakları
Söndü artık bahçenin toprakları Menzilim süzgün, Söğüt süzgün bakar Bursa mahzun, kor Edirne’m can yakar Akdeniz hep sancılardan kıvranır Devletim hep ağrılardan kıvranır Döndü tâlih, sanki mevsim sonbahar Ah, erir hep cenklerim, ağlar çınar İnle İstanbul, çağım hüsran tutar Ey Süleyman gel de bak, dert can yutar Ey Yavuz gel diril artık Han’ım Akdeniz öksüz akar, yok dermanım Devre hep ziftler karışmış, çağlarım Kor şafaksız, şimdi katran bağlarım Çağlamaz hiç askerim, sönmüş közüm Nur fetihler çınlamaz, ağlar gözüm Nurlu İstanbul, oturmuş bekliyor Nurlu devlet sustu, dertler yüklüyor Hep gelir sultanlarım, dert dağlatır Yankı bulmaz mehterim, kor bağlatır Asra şimşek akmıyor, cenk olsa da Köşkte bülbül doğmuyor, meşk olsa da Bekliyor devlet, sabah meltemleri İçte dinsin, kor şafak mâtemleri Dirliğim hep çağlasın durmaksızın Bülbülüm gülsün, vakit kurmaksızın Düşmanım sussun, kızıllar dökmesin Milletim, sonsuz ağıtlar ekmesin Bir murat doğsun, şafaktan çağlayıp Aşkla yansın bahçeler, hep bağlayıp Lâleler açsın bağım, hiç solmasın Sancılar dinsin, kahırlar dolmasın Osman’ım baksın, çınarlar meyve yak Orhan’ım baksın, baharlar meyve yık Niğbolum tekrar tutuşsun isterim Mehmet’im, bitsin amansız gösterim Akdeniz hep çağlasın, cenk başlasın Milletim nur bağlasın, meşk başlasın Destanım hiç susmasın âlemde hep Cetlerim hiç doğmasın, mâtemde hep Kaygılar gitsin hemen, yansın çimen Korkular bitsin, umut doğsun hemen Beklenen rüzgâr, esip dursun bana Cenkle ilk yazlar, esip dursun bana Hep uzansın milletim, gül köşküne Kor Murat yan, girme sen sel köşküne Çağlamışken şimdi rüzgâr bahtıma Aşkla mefkûrem, otursun tahtıma Sağmasın düşman, sıcaklar üstüme Tütmesin hiç, kor kucaklar üstüme Yaylalar tekrar, sesimden gürlesin Harmanımdan kor ateşler harlasın ( fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / ) - . - - / - . - - / - . - / |
Kutlarım...