Ölmeden önce yazdım bu satırları Göz kapaklarımda inatçı ecel terleri Demlenirken yeşile maviye karışan sarının süzmesi esir yıkanacak ay suretinde gölge kirleri
Yoktu bileklerimde kelepçe izi künye Kendi pasında çürüyen demir parmaklık Düş dalgını asi voltalar ‘’Demir kapı,kör pencere’’ fısıldaşırken parmakları kanayan yıldızlar Sayfalarda iz bırakan üvey kimlikler Ve satır’lara gelen boynu kıldan inceler
Yarı açık gözlerim şimdi; Kış uykusu ruhumdan hortladım Ömrümün talanını yazıyorum
Kalbime tutuşturulan kibritle başladı Alametlerde bahsi geçen doğu yangını Barutla karışık yağan kırmızı kar Acıyla yankılanan bir ağıda karışan hawar
Dinleyin; Sağanak hali ölüm yağıyor sızı kuyusuna açın avuçlarınızı ipleri çekildi imitasyon babalığın tutun sıkıca kavrayarak bileğinizde son kez atacak nabzınızı
tarihin anlattığı bütün destanlar yalan tarifi yapılan tüm sahte aşklar adına üzgünüm konuşamadığım bir dilde vahiy kadar kutsal anlatamadığım aciz kelimeler kadar mahçup
Saçlarıma yuva yapan kar beyazını topla Gagasında karbondioksit taşıyan kuşlara beni doğurmadan önceki gibiyim Anne büyüyen bu yarayı yeniden sevebilir misin? alnımda dağ ateşi yoğuruyorum öldüm. Beni yeniden doğurabilir misin?
senin dilinde seni seviyorum diyebilmek ne zor ve ne kadar güzelmiş annem ‘’hiz ji te dikîm’’ Ölüm yeniden dirilse gözlerinde ki çukura gömer misin yeniden
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şark Şiiri/MERİDYEN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şark Şiiri/MERİDYEN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ben hiç kendi dilimden seni seviyorum diyemedim hiç kimseye çünkü bana kendi ana dilim olan Kürtçe ne acıdır ki hiç öğretilmedi, keşke yeniden doğabilseydim öğrenirdim sanırım ben de...
çok güzel ve anlamlı bir şiirdi, geç okuduğum için özür dilerim, sevgilerim çokça can ...
dün benden kaçmış bu şiir..kaçmış da ..keşke orada kalsaydı diyesim geldi aniden...gecenin bu saatinde ben ve MERİDYEN..okumadım...seyrettim adete film karesi gibi..hani nemlenmedi dersem kirpik gölgelerim yalan olacak... korkunç yaaa.."ben de yazıyorum " demeye utandıran bir çalışma... ayakta alkışı hakediyor.. kalemine sağlık sevgili Faik... daim olsun... sevgiler...
tarihin anlattığı bütün destanlar yalan tarifi yapılan tüm sahte aşklar adına üzgünüm konuşamadığım bir dilde vahiy kadar kutsal anlatamadığım aciz kelimeler kadar mahçup
Saçlarıma yuva yapan kar beyazını topla Gagasında karbondioksit taşıyan kuşlara beni doğurmadan önceki gibiyim Anne büyüyen bu yarayı yeniden sevebilir misin? alnımda dağ ateşi yoğuruyorum öldüm. Beni yeniden doğurabilir misin?
Nefis bir şiir. Gönülden kutluyorum sizi. Saygılarımla.
Biz bölük pörçük onlarca şiirde nefes nefese anlatmaya çalışırken, siz bir solukta tek bir şiire sığdrmışsınız ömrünüzün talanını... Şimdi dimağımda birbirine çarpışarak uçuşan onlarca kelimem var, bu şiire gelene dek birkaç şiir okumuşum, usul usul genzime değin dolmuşum... "Şairin bize kastı nedir" diye düşünüyorum... ............................ Saçlarıma yuva yapan kar beyazını topla Gagasında karbondioksit taşıyan kuşlara beni doğurmadan önceki gibiyim Anne büyüyen bu yarayı yeniden sevebilir misin? alnımda dağ ateşi yoğuruyorum öldüm. Beni yeniden doğurabilir misin?
senin dilinde seni seviyorum diyebilmek ne zor ve ne kadar güzelmiş annem ‘’hiz ji te dikîm’’ Ölüm yeniden dirilse gözlerinde ki çukura gömer misin yeniden ......................... Hani bazen bir şiir okursunuz, içinizde bir yerlerde sizin bile çoktan unuttuğunuz bir kasınızı harekete geçirir, seğirmeye başlarsınız çaresiz, o hale getirdi beni bu şiir...
Kutluyorum Faik Bey, saygılarımla...
Şafak Yolcu tarafından 1/8/2009 10:47:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Rengi sarıya çalan hazanları topluyorum parmak uçlarımda. Hangi ülkenin ve hangi şehirlerin adını gizlediğimi söylemeden, seni seviyorum diyebilmek isterdim. İsterdim ki seni kendi dilinde sevebildiğimi satırlara dökmek. Ölümün asil uykusuna emanet ederken senli düşleri, keşke bir dönüş yolu olsa ve beraber yürüsek o yüksek kaldırımlı tabutların aynalarında.
okuduktan sonra durup baktım kendime, ve tekrar okudum,tekrar,tekrar... ne güzel şiirdi bu ustam.. hayallerine ve kağıda döken yüreğine sağlık... ve de annelerimize teşekkürler...
Tek bişey diyecem sen şairsin arkadaşım bu kadarmı güzel yazılır şiir duygular bu kadarmı güzel anlatılır kutluyorum ve şiirlerini kaçırmamaya çalışıyorum
Saçlarıma yuva yapan kar beyazını topla Gagasında karbondioksit taşıyan kuşlara beni doğurmadan önceki gibiyim Anne büyüyen bu yarayı yeniden sevebilir misin? alnımda dağ ateşi yoğuruyorum öldüm. Beni yeniden doğurabilir misin?
senin dilinde seni seviyorum diyebilmek ne zor ve ne kadar güzelmiş annem ‘’hiz ji te dikîm’’ Ölüm yeniden dirilse gözlerinde ki çukura gömer misin yeniden ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, OFF OFFF.. ben sana yorum yapmakta aciz kalıyorum ama yüreğim acıyor.. bu kadar güzel yazmak zorundamısın :)) şahane bir şiir daha FAİK/çe... tebrikler kırmızı kurdelasıda benden :)
Ölmeden önce yazılan tüm yazılar kutsaldır aslında... Tanıyın beni unutmayın diye hayrıkan topun yanında yatan masumlar, kuşlar kadar zarifce sızdı kursun yüreğime diye fısıldayan savaş madurları, vücudum titrerken anne sıcaklığında düştü duvarlar üzerimde diyen yangının alev topları ... Hepsi masumlar, hepsi günahsızlar... Kimisi geçmişin bedelini ödüyorlar kimisi kimisi gelecek adına yok oluyorlar... Ama hepsi ölümün en acısını tadıyorlar...
Bahsederken insanın yüreği sızlıyor parmak kadar elleri olan alev toplarının arasındaki masumlardan işte o yüzden şiire gizleniyor insan ya da bir cümleye bürünüyor bilinmeyen bir kimliğe her dilde her nefeste... Ve insan anlıyor yasananları ve biliyor durduğu yerin kıymetini hissedebildikce... Tebrikler yüreğinize...
... sokul şimdi usulca ıssız bir çığlık karşılar seni o an iki dudak küsmüş gibi durur aldanma acıtmıştır her dinde sevmek sevdikçe acımıştır her dil örümcek ağılı bir sevap gibi yaslanmış mühür annen de peygamber o mührü kıracak bir gün doğduğun gün ya da öldüğün....
...bazen söz dudaklarda ki kıvrımlarda kaybolur,gitmez bile içeri, çıkmaz bile dışarı...kaybolur...bulunmak istemez...
olmadığın, sesinin çıkmadığı her an bedenimden koparılmış bir parça sanki sanki o an veya o anlar, anlatmak o kadar kolay değil sabahı ver bana geceler yerinde mıhlı kalsın ölümün olsun ürkütücü sadelik ve bu yüzden susuyorum şimdi.
yüreğime suskular bırakan bir şiirdi...ve kelimenin tam anlamıyla ne yazacağımı bilmiyorum doğrusu...bildiğim annemi özlediğim ve boynuna hasretle sarılıp bir daha bırakmamak istediğim...daha sonra ona dilimin ucunda ha bire kıvranan ama dudaklarımın kilitli kapısının geçit vermediği o iki kelimeyi söylemek...hem de haykıra haykıra...ve milyonların önünde...hür ve özgürce...yüreğini ve emeğini selamlıyorum...sevgiyle...
final çok etkiliydi... hangi dilde olursa olsun anneler kadar güzel kim söyleyebilir ''seni seviyorum'' sözcüğünü... ruhuyla söyler anneler, sadece diliyle değil...
senin dilinde seni seviyorum diyebilmek ne zor ve ne kadar güzelmiş annem ‘’hiz ji te dikîm’’ Ölüm yeniden dirilse gözlerinde ki çukura gömer misin yeniden
Kalemine sağlık can. Son bölümde koptum diyebilirim. Sevgiyle kal.
senin dilinde seni seviyorum diyebilmek ne zor ve ne kadar güzelmiş annem ‘’hiz ji te dikîm’’ Ölüm yeniden dirilse gözlerinde ki çukura gömer misin yeniden
bunu ilk öğrendiğim günü hiç unutmuyorum.. aylardan Ekim'di, sonbahar Eylül'den dökülenleri topluyordu demem o ki yaşam akıyordu kendince bense küçük dünyamda korkusuzca martılar besliyordum büyük harflerle......
ölümün kol gezdiği şark !
ben hiç kendi dilimden seni seviyorum diyemedim hiç kimseye çünkü bana kendi ana dilim olan Kürtçe ne acıdır ki hiç öğretilmedi, keşke yeniden doğabilseydim öğrenirdim sanırım ben de...
çok güzel ve anlamlı bir şiirdi, geç okuduğum için özür dilerim, sevgilerim çokça can ...