DÜŞ BAHÇESİgelip sığınmışlar buraya iki göz bakla oda, bir küçücük mutfak banyo, tuvalet bir arada avluda o kadar büyük hayâller sığar mı bu derme çatma çatıya baba kâh çalışır, kâh çalışmaz anne kadın, el işi yapar oraya buraya yerleştirip azar azar umudu aş tenceresine pişirip sunar her seferinde her seferinde mavi bir gökyüzü taşır yüzünde çocuklar doymaz onun verdiklerinle oğlan bisiklet, kız süslü giysiler ister yok demez hiç kadın ‘olacak’ der, gelecek onların da mevsimi çocuklar avaz avaz /sabırsız varsın olsunlar, çocuk onlar o gün geldiğinde nasıl olsa unuturlar geçmişi teneke kutularda çiçekler yetiştirir kadın umut çiçeklerini sever, okşar her gün elbet onunda bir gün küçük bir bahçesi olacak şöyle, sıra sıra güller karanfiller dikecek geçip karşısına seyredip işte gördünüz mü? diyecek sonra, bir köşeye biber,domates patlıcan dışardan almaya yok ki gerek yıllar, yılları kovalar durmadan tamam olur, gelmiştir artık vakit düşüne düşer şimdi düş bahçesi öyleyse, kalkıp yapmalı şimdi gökyüzünden bir buket çiçek düşer göğsüne yüzüne iner, o muhteşem gülümseme girer yıllardır beklediği o düş bahçesine… Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
ama olduğuyla ,elindekiyle mutluysa insan
sevmeyi sevilmeyi biliyorsa eğer
gökten düşen o buket zamanlı gelirse eğer
düş bahçeleri daha bir güzel daha bir anlamlı
ne mutlu ki bunu hissedip kaleme alabilen yüreğe
teşekkürler