LEYLADAN KALBİME BİN OK....Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ahhh sevgilim hangi kaderin alnına düştük iki sus esaretinde
dokunma yalvarırım ağlayacağım... vapurlar gelip geçiyor ıssız bir yalımın suya küskün dehlizinden üşüyor bir balık bakışında içimdeki çocuğun buğulu gözleri şimdi sular altında gömülü yitik bir kasabanın viranesidir düşlerim mecnunun manifestosu yankılanırken sese düşman bitap kulaklarımda ak memesinden süt sızan leylanın yorgun çehresinin esaretindeyim… ahhh leyla hangi aptallığı sarıp yüreğine o gaibe doğrudur bilinmez gidişlerin iç anadolu bozkırlarında söze uyurken yazgısı kirlenmiş benliğimin bin bağlama teline vurulmaktan heder olmuş öksüz bir tezeneyim neşter kesiği bileklerimde sem tükendi ben tükendim sevgilim hangi duvar çentiğinde kokusu kaldı şafak kızılı demimin masumiyetim şirinin ferhatına demlendiği yaban gecelerde saklıdır bilirim ahhh şirin hangi bekareti gizleyip kutsal kasene salt ferhatadır kesik inleyişin kentimin ışıkları sönerken bir bir ben her şiire adını susarım sevgili düşerken gecenin rahmine sevinçlerim, bin hüzün doğururum tan kızılına ve ben seni hangi şiire işlesem nakış nakış, lirik türküler söyler kalemim ahhh kalemim yokluğunun yoksulluğuyla kaç kırığa gebe kalır bilir misin mansurun haksız infazına isyanıdır yüreğimin kuytusunda sakladığım her nefretim
sevgili yokluğun kalbimi ağrıtıyor nicedir eğreti yüreklerin hancısıyım ağrıtıyor kasıklarımı yokluğun isminin sancısınadır tüm med cezirlerim ve başımı ağrıtıyor yokluğun kehribar kızılı dudaklarınadır hasretim yokluğun yokluğumun eş anlamlı hali yitikliğinde c/k/an kusuyor şiirlerim kalbimin kefensiz cesedinedir bu veremli bir o kadar haklı iç çekişlerim ahhh kalbim o firari sevdanın yasına mıdır dilinde bin ağıtla semaya yükselişin (A-Y) |