elalı
bu sefer değil
öylesine sızlayan dil ucumda acı ve ıskalamanın on ikiden vurulmuşluğu avuçlarımda bir de sadece imzası silinmiş yüzlerin yattığı yavan tatlar mezarlığı olmasa her eskiyen gamzede vakit tortusu şimdi bir kez daha duyuyorum ağır ağır sancılı yitirilmiş kentimin kalbini alnımın nakışında işlenmiş ıslak mendil ağırlığı sanıyorum bu gelen bitimsiz gece dönülmezliği duysalar ne olur soyunan kimliksiz yazgılar ayak basılmamış ömrümün arka sokaklarından sen uzak kal..! yeni sıçramış uykudan kirli tutanaklarda gülüşen adsız sevincim sımsıcak varken tenim/de elalı bir yangın artığı suskun ve kalabalık sindirilmiş sol yanım bana artık uzak ‘koynunda kaldı içimin saklısı’ bak..! Sözlerim değil eksik mecalim bu saklanan hışırtı yağmuruna özrümsün vefakar yalnızlığımdan Blackless |
Öyleyse mutluluk yakanı bırakmıyor:)