51
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2486
Okunma


sol avucun ağaçlardan huş
ve beşi de beş ayrı yangınıma kış
senin o dal bin bir hâl huşu parmakların
saçlarımı çalacaksa şu leş kokmuş aklımdan
kemanın hep sôl telinden başlayarak çalacak
hep lâ sesiyle şâhikalarda
lâ ilahe illâllah demeyi unutturarak dilime
alacaksa ruhumu bedenimden bu beste
saçlarım sükûnetten ahh
ve gün
mermer kabrimin üzerine aşk gibi
sırf bu besteyle ağaracaksa hep
durmam gayrı yıkarım hayatım sandığımı
ki hayat sandığımın oyyy’malı ahşap kapağı
açık durur nicedir
işte anamın çok satılmış kemanı
işte su katılmış zarif kızlığı
en dibine atılmış doyulmamış yazması
eprimiş kışları kullanılmamış yazları
dört mevsim
beş vakit
sapsarı kağıtlarda
o hazan niyazları
“huş’u içinde öl
ve kendini bir huş ağacının gölgesine göm kızım
soğuk bir gövdeye bir tek
onun gövdesi dayanır”
kırar mıyım ben şimdi
onun kirpiklerinin kurumuş ırmaklarını
senin mut için sabra durmuş parmaklarını
dört duvar dediğin ne ki. bekle.
depreme bir şey kalmadı
depreme bir kadeh mey...
JD
5.0
100% (1)